Zehirli Güzellik; Hellebore

Paracelsus’un ünlü bir deyişi vadır; bir şeyin ilaç ya da zehir olduğunu dozu belirler diye. Doğa aynen bunun örnekleriyle doludur.

Paracelsus’un ünlü bir deyişi vadır; bir şeyin ilaç ya da zehir olduğunu dozu belirler diye. Doğa aynen bunun örnekleriyle doludur. Derdinize deva olabilecek bin bir güzellikteki bitkiler dikkatsiz ellerde hayatınıza nokta koyacak kadar ileri gidebilirler. Bu bitkiler arasında bir de “zehirli güzellik” olarak tanınanı vardır ki; “Helleborus” ya da kısaca “Hellebore” diye geçer. Özellikle kök ve rizomlarında bulunan zehirden dolayı Yunanca “öldüren yiyecek” anlamına gelmektedir. 

Düğünçiçeğigiller familyasına ait olan bu bitki Avrupa’nın pek çok bölgesine yayılmış olmakla birlikte Türkiye’de Kuzey Anadolu dağlarındaki ormanlarda yetişmektedir. Halk arasında  “Bohça otu, Kara çöpleme, Siyah harbak, Boynuz otu, Danabağırtan, Danakıran” gibi yöresel isimlerle de bilinmektedir.

Antik çağda ise mitolojik kahraman Antikyreus’dan sonra Antikyra adını alan Yunan şehri hellebore özellikle de siyah hellebore olarak bilinen Helleborus Niger ve beyaz hellebore olarak binen Veratrum Album ile anılır. Bir efsaneye göre antik çağda Antikyreus, Herakles’in deliliğini hellebore ile tedavi etmiştir. 

Hellebore’nin akıl hastalıklarını tedavi etmesinin yanında modern çağda İsveç Uppsala Üniversite’sinde başlatılan bir çalışmayla kanser tedavisinde de kullanılabileceğine dair umut vaat edici araştırmalar gerçekleştirildi. Yapılan çalışmalarda Chrismas Rose (Noel gülü) olarak da bilinen bu bitkinin ekstraktının kanserli hücrelere temas etmesinin ardından, diğer hücrelere etki etmeden kanserli hücrenin kendi kendini imha etmesine yol açtığı görüldü.

Hellebore’yi tarihi olarak ilginç kılan elbette Büyük İskender’in şüpheli ölümü konusudur.  İskender’in tanrı Herkül adına verdiği bir davette içtiği zehirli şarabın ölümünü hazırladığına dair tezler bulunmaktadır. Bu tezlerin çıkış noktası Veratum Album adlı beyaz hellebore ile mayalanmış zehirli şarabı içtiği düşünülen İskender’in, bu bitkinin toksik etkilerinin neden olduğu zehirlenme belirtilerine benzer belirtiler göstermiş olmasıdır. 

Dr. Leo Schep’in Clinical Toxicology adlı dergide yayınlanan makalesine göre İskender aşırı terleme, çökme, ateş ve önlenemez titremeler göstermiş, 12 gün boyunca bu belirtilerle yaşam mücaelesi vermiş ve bu zaman içinde kaslarını kullanamadığı için yürüyemez hale gelmişti ki bu belirtiler Hellebore’nin toksik etkilerinin aynısıdır. Makalede; Veratrum zehirlenmesi üst karın ve göğüs altında ani ağrı başlangıcıyla başgösterip mide bulantısı ve düşük tansiyonla seyrederek kasların zayıflamasına neden olduğu ayrıntılı olarak incelenmiş olup, Hellebore zehirlenmesi uzun vaadede kendini gösterdiği için İskender için kullanılmış bir suikast aracı olduğu belirtilmiş va tarihin tozlu rafları engizisyon mahkemeleri davasından bilenen ergot zehirlenmesine benzer şekilde bir kez daha bitki bilimi ve toksikolojiyle aydınlatılmıştır.

 

Zeynep Çolakoğlu