Müzede Böcek Var!

Günümüzde dünya üzerinde yaklaşık olarak 1 milyon 250 bin tür böcek bulunduğu ve böcek türünün yaklaşık 350 milyon yıldır yeryüzünün hakimleri olarak varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir

Günümüzde dünya üzerinde yaklaşık olarak 1 milyon 250 bin tür böcek bulunduğu ve böcek türünün yaklaşık 350 milyon yıldır yeryüzünün hakimleri olarak varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir. Çok uzun zamandır böceklerle ilişki içinde olan insanoğlu beslenmeden, giyime, eğitimden, tedaviye kadar yaşamının her aşamasında böceklerle sıkı ilişkiler kurmuştur. O kadar bu canlıları benimsemiştir ki örgün eğitimin farklı aşamalarında dahi eğitim materyallerinin içeriklerinin güzelleştirilmesinde, sınıf ve çalışma gruplarının adlandırılmasında hep böceklere başvurmuştur. Farklı branşlardan spor takımları bile tanınırlıklarını başarılı, oyuncularının yanı sıra maskot olarak seçtikleri böceklere borçludur. Farklı nedenlerle böcekleri hiç ağzından düşürmeyen insanlık son dönemde kalabalıklaşan dünya nüfusunun beslenme ihtiyacının karşılanmasında yeni bir umut kaynağı olarak yine böcekleri anmaktadır. Modern çağda, içerdikleri yüksek protein değerleri nedeniyle uzun yıllar boyunca özellikle uzak doğu mutfağında tüketilen böcekler, artık farklı ülke mutfaklarında da kendilerine yer bulmakta olup, böcek unundan yapılan pastane ürünleri ve hazır yiyecekler sofralarda yer almaktadır. Ayrıca, özellikle kanatlı hayvan yetiştiricilerinin hayvanlarına doğal ve güvenli gıda olarak böcekleri tercih etmeye başladıkları da bilinmektedir.


Bencil doğası gereği böcekleri daha çok günlük ihtiyaçlarını karşılama boyutunda önemseyen insanoğlunun, böceklerin doğal hayatın devamlılığı üzerindeki etkilerini göz ardı ettikleri gözlenmektedir. Öyle ki çok değişik ve sıra dışı ortamlarda hayatta kalabilme yeteneğine sahip olan böcekler, besin zincirindeki anahtar rolleri, bitkilerin tozlaşmasını sağlamaları, organik ve hatta yarı organik materyallerin doğaya geri dönüşümüne inanılmaz katkıları (Büyük Balmumu Güvesi, Galleria mellonella L. olarak bilinen kelebek türünün larvaları polietilen torbalarla beslenerek onları sindirebilmektedir) nedeniyle yeryüzündeki hayatın devamlılığı konusunda bizler için vazgeçilmez canlılardır.


Unutulmaması gereken bir diğer konu ise böceklerin insan hayatında ve faaliyetlerinde yönlendirici ve sınırlayıcı konumda olabildikleridir. Böcekler, hastalıklara vektörlük ederek insanlara (Sarı Humma, Sıtma, Lyme hastalığı, Zika virüsü, vb.), hayvanlara (Batı Nil Virüsü, Hipodermozis, vb.) ve bitkilere (Domates Lekeli Solgunluk Virüsü, Domates Sarı Yaprak Kıvırcıklık Virüsü, Tristeza, vb.) farklı hastalıkların bulaşmasında ve yayılmasında etkili olmaktadır.


Bu canlılar, tarımsal üretim esnasında kültür bitkilerinde ve hasat sonrasında elde edilen ürünler üzerinde beslenmekte ve her yıl yaklaşık olarak dünya genelinde üretilen tarımsal ürünlerin %20’sini yok etmektedir. Mücadele amacıyla yapılan harcamalar nedeniyle ise ülkelerin ekonomilerinde önemli ölçüde kayıplar oluştuğu da bilinmektedir.


İnsanlık ve dünya için önemli bu canlıların ülkemizde bilinen tür sayısının şu an 20.000 olduğu ve bu sayının 50-60.000 civarında olması gerektiği bildirilmektedir. Yaşantımızda hayati öneme sahip böceklerin tanınmasında, ülkelerin farklı coğrafyalarına ait türlerin varlığının bilinmesinde, mevcut türlerin ekosistem ve günlük yaşantımız için avantaj ve dezavantajlarının anlaşılmasında ve böcek türlerinden korunmaya muhtaç olanların belirlenmesinde önemli görevleri üstlenen böcek müzeleri, toplumda böcek farkındalığının yaratılması açısında da son derece önem taşımakta olup, üstlenmiş olduğu bu görevler nedeniyle de böceklerin müzede ne işi olduğuna da açıklık getirmektedir. Birçok ülkede varlığını sürdüren entomoloji (böcek bilimi) müzeleri, geçmişten günümüze kadar ulaşmayı başaran ya da yok olmuş türlerin sergilenmesi (ölü veya canlı materyaller kullanılarak), insanlarda böcek farkındalığının oluşturulması, gündelik hayattaki rollerinin ve yararlanılabilecek türlerin anlaşılması gibi konularda yapılan çalışmalara büyük katkılar sağlamaktadır.


Türkiye’de böceklerin koleksiyonlarının hazırlanarak böcek meraklıları ve bilim insanlarıyla buluşturulmasını genellikle, üniversitelerin bitki koruma ve biyoloji bölümleri ve bazı araştırma enstitüleri sağlamakta olup, bu merkezlerin zaman zaman düzenledikleri proje çalışmaları ve şenlik etkinlikleriyle toplumda, böcek farkındalığının oluşturulması ve böceklerin doğadaki rolleri hakkında bilinçlendirilmesi üzerine çalışmaları olmaktadır. Ülkemizde sınırlı sayıda bulunan böcek koleksiyonlarından birisi olan ve ‘Uluslararası Böcek ve Akar Koleksiyonları’ listesinde yer alan Isparta Entomoloji Müzesi (Entomological Museum of Isparta Turkey, EMIT), Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü’nde bulunmaktadır.

Isparta Entomoloji Müzesi (EMIT) 11 ayrı böcek takımından, 100 familya ait 1200’den fazla teşhisli türü bünyesinde barındırmakta olup, müzedeki toplam örnek sayısı ise 20.000’in üzerindedir. Müzede en çok dikkat çeken türlerin arasında ‘Göller Yöresi’ böcek faunasında ‘endemik’ olduğu bilinen türler yer almaktadır (Parnassius apollo L.;).

Parnassius apollo L.

 

EMIT, yerli ve yabancı bilim insanlarının entomoloji alanında yaptığı ileri düzeydeki araştırmalarda elde edilen örnekleri, bünyesinde uygun bir şekilde muhafaza ederek böcek meraklıları ve diğer bilim insanlarına önemli katkılar sağlamaktadır. Bilimsel araştırmaların tamamlanmasının ardından örneklerin uzun süreli korunması sağlanırken, bu projelere ait verilerin de toplumla doğrudan buluşturulmasına imkan sağlanmaktadır. Ayrıca, 2010 yılından bu yana gönüllülük esasına bağlı olarak okul öncesi, ilk ve ortaöğretim, yükseköğretim öğrencilerinin ve toplumun farklı kesimlerinden ziyaretçilerin oluşturduğu 3.000’den fazla böcek meraklısına böcekler, doğadaki rolleri ve insan yaşantısındaki önemleri hakkında eğitimler verilmiş ve toplumda böcek farkındalığının oluşturulması için önemli adımlar atılmıştır (Resim 14; 15; 16). Bu eğitimlerde özellikle, ziyaretçilerde eğer varsa böcek korkusunun ve tiksinti duygusunun giderilmesi hedeflenmiştir.

Ayrıca, eğitim ekibi tarafından T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen farklı içerikli projelere ve TÜBİTAK 4004 (Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları), 4005 (Bilim ve Toplum Yenilikçi Eğitim Uygulamaları) programlarından destek almış birçok projenin etkinlik programının zenginleştirilmesine destek sağlanmıştır. EMIT için güzel bir gelişme ise Tübitak, Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları 4004 programına “EMIT Böcek Okulu” (emitbocekokulu.com) başlığı altında başvurulan eğitim projesinin destek almış olmasıdır. Yürütülmekte olan bu proje, 2018 Mayıs ve Ekim ayları arasında 360 ilkokul öğrencisini böceklerle buluşturacak olup, projenin öğrencilerde böcek farkındalığının oluşturulmasında, böcekler hakkında aktarılan bilgilerin başta kendi aile ve arkadaşlarına ulaştırmasında ve böcekler hakkında edinilmiş yanlış bilgilerin giderilmesinde etkili olacağı düşünülmektedir.


Doğal hayatın ve insan yaşamının devamlılığının sağlanmasında önemli bir yere sahip olan böcek türleri, ne yazık ki geçmişi insanlığın var oluşuna kadar uzanan ön yargılar, insanoğlunun dünyada yaşam hakkını sadece kendinde görmesi ve doğal hayat üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara neden olması sebebiyle sürekli olarak zarar görmektedir. Dünyanın farklı noktalarından daha varlığı bile saptanamayan türlerin yok olduğu ve bilinen çoğu türün ise yok olmanın eşiğinde olduğu bildirilmektedir. Unutulmamalıdır ki her canlının yaşam hakkının korunması ancak varlıklarından haberdar olunarak mümkün olmaktadır. Bu nedenlerle ülkemizde doğa ve tarih müzelerinin ve ayrıca, EMIT gibi böcek koleksiyonlarının artması ve bunların toplumun farklı kesimleriyle buluşturulması son derece önem taşımaktadır.


Geleceğin büyükleri olan çocuklarımızın bu müzeleri ziyaretleriyle değişik yaşam formlarını yakından ve detaylı olarak tanıma fırsatı bulacakları, farklı nedenlerle (aile, çevre, vb.) oluşmuş böcek korkusunun daha kolay giderilebileceği ve üzerinde yaşadıkları dünyaya daha farklı bir gözle bakarak, yeryüzü üzerindeki yaşamın daha sürdürülebilir olmasının sağlanabileceği düşünülmektedir.

Görseller:

Yazara aittir.