Ziraat Fakültesinde Öğrenci Olmak

Yazar : Merve AKTAŞ
Konu : Yaşam

Ülkemizde açılan devlet üniversitelerinin ilk kurduğu fakülteler arasında Ziraat Fakülteleri vardır.

Ülkemizde açılan devlet üniversitelerinin ilk kurduğu fakülteler arasında Ziraat Fakülteleri vardır. Bir dönem tıp fakültelerinden daha yüksek puanlarla alım yapan sonrasında popüleritesini yitiren, fakat şimdilerde geleceğin mesleği olarak gösterilen Ziraat Mühendisliği eğitimini veren fakülteler olarak bilinmektedir çoğumuz tarafından. Peki o fakültenin öğrencisi olmak nasıldır?

Evet, aslında fakülteye yeni başlamış ve çiftçilikle uğraşmamış birisi de tam olarak anlayamaz nerede olduğunu; eli toprağa değmeden bilemez paha biçilemez bir şeye dokunduğunu; 40 derece güneşin altında çapa yapıp elleri nasır tutmadan hissedebilir mi alnından yanağına süzülen teri? Bazı şeylerin, sandığından çok daha fazlası olduğunu öğrenmektir aslında ziraat fakültesinde öğrencilik; teorik bilginin dışında ‘ekmeğini taştan çıkartmak’ deyimini farklı birçok örnekle yaşar ve görürsün.

Bahçesi her mevsim rengarenk çiçeklerle dolu olan bir fakültenin öğrencisi olursun, baharın verdiği mutluluğu soluyarak eğitimini alırsın. Kısacası doğaya olan saygın asıl anlamını o zaman kazanır. Her insan yaratılış gereği doğayı, ağacın yeşilini, çiçekleri sever ama bir ziraat fakültesi öğrencisi, hepsinin yanında bu güzelliklere anlam katan emeği de yanına koyar ve öyle sever.  Emek demişken, belki de meslek hayatımız için kırılma noktası olan staj dönemlerinde yaşar birçoğumuz; ailesini geçindirmek için belki çok uzun mesafelerden ürününü taşır fabrikaya üretici, o ürünün küçük bir kısmı heba olsa için burkulur bu yüzden. 

Belki ziraat fakültesi bittikten sonra hayata atılacağını düşünürsün ama fazla sürmez çoktan hayata atılmış olduğunu anlamak. Çünkü artık yaşama baktığın pencerede madalyonun iki yüzünü de görmeye başlamışsındır. Belki ilk başlarda sana uymadığını düşündüğün derslerin ve yaptığın uygulamalar olur. “Ben burada ne arıyorum?” diye sorarsın kendine. Sonra mı? Ektiğin tohum yeşermeye başladığında, o küçük buzağının dünyaya gelişini gördüğünde, olgunlaşmasını beklediğin peynirden bir ısırık aldığında aslında ait olduğun yerde olduğunu hissedersin. “İyi ki buradayım!” dersin. İşte böyle bir şey Ziraat Fakültesi’nde öğrencilik, yani; yine olsa yine aynı bölümde okurum diyebilmek…