Editörlerden

Yazar : Bilge KEYKUBAT

Yeni ay, yeni sayı ve yine gözlerinizin önünde ve parmaklarınızı ucundayız.

Yeni ay, yeni sayı ve yine gözlerinizin önünde ve parmaklarınızı ucundayız.

 

Gündemde bir “Destek” furyası almış başını gidiyor. Gündemdeki 10 haberden birinde tarımsal destekler var. Kesinlikle katılıyoruz! Düşük maliyetlerle tarım yapan, tarıma ayrılmış dev gibi bütçeleri olan, 20-30 yıllık tarım politikaları hükümet değişikliklerinden dahi etkilenmeyen, ekonomik gücü yetersiz ülkeleri ezmek için hiç tereddüt etmeyecek güçlü ülkelerin tarımsal ürünleri ile baş edebilmek için ülkemiz tarımında desteklere kesinlikle ihtiyaç var! 

 

Peki, çare sadece destekler mi ve ülkemizde tarım, artık iyice sadece desteklerden pay kapmak için mi yapılıyor sormadan edemiyoruz.

 

Son aylarda pek sık okur olduk ulusal yayın yapan gazete ve dergilerde: “gençler yeniden tarıma yöneldi ya da tersine göç başladı” gibisine haberler. Bu gibi haberleri tüm vatandaşların kolaylıkla ulaşabildiği kaynaklarda okumak bir yandan sevindiriciyken, bir yandan da tüm şüpheciliğimizle konunun detayları ve gerçekliğini sorguluyoruz elbet. Destekler açılıyor evet ama bu destekleri almaya kabul görenler tarıma ne gibi getiriler sağlıyor bir türlü öğrenemiyoruz. Gerçekten gençler şehirlerden kendilerini koparıp tarım yapmak için kırsal kesimlere göç ediyor da bunun ülkemiz ekonomisine getirisini gördük mü, yoksa o gençler birkaç sene “hobi” olarak ellerini toprağa bulayıp, sonra vazgeçip şehirlerine geri mi dönüyorlar acaba?

 

Laf güzeldir, çünkü kolaydır; ağızdan çıkar ve biter ama rakamlar öyle değildir. Rakamlar bir lafın arkasındaki temeli ortaya koyar. İşte bu yüzden bir şeyler lafta kalır ama sonuçta rakamlar o lafları desteklemiyorsa bir anlam ifade etmezler. 

 

Diğer bir gündemimiz tarım ve gıda fuarları… Onlar da hiç eksik olmayan etkinliklerimiz arasında. Bu aşamada söylemeden edemeyeceğiz: ülkemizde düzenlenen tarım ve gıda fuarlarının çoğunluğunun felsefesinin ve mantığının üzerinde biraz çalışılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu fuarlarda niteliğin nicelikten önce gelmesi, ortamın profesyonel ‘iş’ ortamından uzaklaşıp fazlaca sosyal bir arkadaşlık ortamına yaklaşıyor oluşu sıkıntı yaratmaya başlayabilir. Ülkemizde alışık olduğumuz huylardan biri olan ‘yapmış olmak için yapılan’ onlarca işe benzemek bir fuar etkinliği için en karamsar tablo olacaktır kanımızca. Türkiye’nin her yerinde (İzmir hariç) pek çok tarım, gıda, sağlıklı beslenme, turizm, vb. fuarına basın sponsorluğu yapan bir e-dergi olarak fuarlar ile ilgili sohbet etmeye hazır olduğumuzu söylemek isteriz. ‘Apelasyon E-Dergi’mizin Şubat sayısının çıktığı 1 Şubatta başlayıp 4 Şubata kadar sürecek olan İzmir Tarım Fuarı “AgroExpo” 4 gün boyunca planladıkları etkinliklerle de ziyaretçilerini etkileyeceğe benziyor.

 

Tarımsal ürünlerin fiyatları da gündemden düşmeyen konular arasındaki yerini sağlamlaştırdı. Bizler de son tüketiciyiz ve gereğinden fazla pahalı ürünler tüketmek istemiyoruz. Tarımın en önemli sorunu yüksek girdi fiyatları ile yüksek maliyet, iklimsel koşullar ve tabii ki diğer büyük üretici ülkeler. Bu sayımızda okuyacağınız Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ın konuyla ilgili tespitlerini gerçekten çok değerli ve haklı bulmaktayız. Olaya sadece tek taraf olarak tüketici tarafından bakmak, ne denli haklı ve doğru bir sonuca varmamızı sağlar sorgulanabilir.

 

Şubat ayı geldi çattı. Bahara ve yaza hazırlık başlamalı bizce. Önümüzdeki süreçte gezilecek yerler, gidilecek ülkeler, yenilecek yemekler belirlenmesi gerekli bir dönemdeyiz. Bu arada tabii ki sadece cep telefonumuz ile fotoğraf çekmeyip iyi bir makine ile çekmek için fotoğraf makinelerini de araştırmamız gerekiyor  Bizlerle de gitmemiz, görmemiz gerekli yerleri, yememiz gerekli yemekleri, içmemiz gerekli içecekleri paylaşırsanız çok seviniriz.

 

Sonuçta ülke gündemi sürükleyici bir film senaryosu gibi adeta. Her gün her saat farklılaşabiliyor. Uzak kalmamak için elden geldiği kadarının da fazlası dergi, gazete, blog, sitelerin takibinde kalmak zorundayız. Lütfen siz de sadece Apelasyon E-Dergi’yi okumakla yetinmeyip, bir konu ile ilgili tüm yayınları takip etmeye çalışın. Biz Apelasyon E-Dergi olarak sadece okyanusta bir su damlasıyız. Damlalar birleşerek okyanusları oluşturur unutmayın. 

 

Sizlerden isteğimiz: lütfen ‘tarafsızca’ okuyun, düşünün ve yorumlayın…İyi okumalar ve iyi aylar dileriz.