Sütte Fiyat Sorunsalı

Konu : Hayvancılık

Çiğ süt fiyatı, Ulusal Süt Konseyinin (USK) hesapladığı maliyet etrafında, yılda iki kez sanayici ve üretici temsilcileri arasında yapılan görüşmeler sonucunda belirleniyor.

Çiğ süt fiyatı, Ulusal Süt Konseyinin (USK) hesapladığı maliyet etrafında, yılda iki kez sanayici ve üretici temsilcileri arasında yapılan görüşmeler sonucunda belirleniyor. Sistemde USK maliyetleri belirleyip taraflara sunuyor ve kıran kırana yapılan pazarlıklar neticesinde 6 aylık taban fiyat saptanıyor. Yani bilinenin aksine USK fiyat oluşumuna müdahale etmiyor.

Üretici temsilcileri, aslında taban olan bu fiyatın, genellikle tavan fiyat olarak uygulanmasından şikayetçi oluyorlar. Süt fabrikalarının, örneğin 1.30 kuruş olan üretici taban fiyatından kesintiler yaparak, kendilerine belirlenen fiyattan düşük ücretler ödediklerini ifade ediyorlar.

Sanayiciler de, süt fiyatının artmasıyla maliyetlerin arttığını, bu artışı tüketici fiyatlarına ilave etmek durumunda kaldıklarını, artan ürün fiyatları karşısında tüketicilerin daha az ürün aldıklarını, satılamayan ürünlerin de depolarda kaldığını, depolama masraflarının da maliyetleri arttırdığını söylüyorlar. Dinleyince her iki kesimin de haklı yönleri olduğunu görüyoruz. 

Aslında sorun, tarımın bütün kesimlerinde olduğu gibi, yüksek hammadde maliyetlerinde. Türkiye çiftçisi maalesef dünyadaki çok önemli oranda ülkenin çiftçisine göre, daha yüksek fiyata mazot, gübre, ilaç, tohum, yem ve elektrik kullanıyor. 

Tarımda kullanılan birçok hammadde dövize endeksli. Sütte maliyetin önemli bir bölümünü oluşturan yem katkı maddeleri de bunlardan birisi. Döviz artınca artıyor, düşünce de garip bir şekilde düşmüyor. 

Halbuki ucuz yem kaynağı olan meraların yetiştiricinin hizmetine açılması ile maliyetler düşürülecek. Merayı kullanan yetiştirici, bu şekilde yem maliyetini azaltacak ve bu da ona daha fazla gelir olarak geri dönecek. Yani hayvancılık hazır yeme değil meraya bağlı olacak.

Maliyetlerin düşürülmesi konusundaki bir diğer önemli husus da, yetiştiricilerin kooperatif ya da birlikler şeklinde örgütlenmesi. Ancak Türkiye örgütlenme konusunda sınıfta kalmış durumda 

 ICA (Uluslararası Kooperatif Ortaklığı)’na bağlı 750 bin kooperatifin 800 milyon üyesi bulunuyor ve Kanada da hububat üretiminin yüzde 75’ ini, Hollanda da sütün yüzde 97’sini, Almanya’da sütün yüzde 76’sını, İspanya’da zeytinyağının yüzde 70’ini bunlar işleyip pazarlıyorlar. 

Kooperatifler toplu alımlarla ve pazarlık güçleriyle yem, mekanizasyon, veterinerlik ve zootekni hizmetlerinin parasal karşılığı düşürebilirler. 

 Bizden söylemesi…