Hedef: Organik Tarım

Konu : Tarım

Organik tarım hakkında yaşanan kafa karışıklıkları konusunda bir şeyler yazmayı istiyordum hep ama elim deyip de yazamamıştım bir türlü.

Organik tarım hakkında yaşanan kafa karışıklıkları konusunda bir şeyler yazmayı istiyordum hep ama elim deyip de yazamamıştım bir türlü. Şimdi fırsat bu fırsattır deyip, iki kelam da ben edeyim dedim. Yazının hedefi organik tarım ama benim öncelikli hedefim, her ne hikmetse 30 yıldır organik tarımı bir türlü kavrayamamış olan geniş tüketici kitlesi. Çağımızın engin bilgi kaynakları konumunda olan arama motorlarına başvurup, akla hayale gelmeyecek her türlü konuda anında bilgi edinmeyi başaran halkımız, nedense organik tarım gibi özü iki paragrafla anlaşılabilecek, üstelik sağlığı ile ilgili önemli bir konuyu henüz tam olarak kavrayamadı.

Kendisini etkin bir çevre aktivisti olarak tanımladıktan sonra, “bu organik ürünleri kolaylıkla anlamamızı sağlayabilecek bir sistem geliştirilemez mi? Nasıl güveneceğiz üreticilere?” şeklinde bir soru gelmişti genç bir hekimden bir seminer sonrasında ve nasıl cevap vereceğimi şaşırmıştım. Bir tv kanalının uzattığı mikrofonlara organik tarım konusunda bir kaç doğru cümle bile kuramayan tüketici kitlesi de cabası oldu. Semt pazarında “koş abla organik arılı domatese koş” diye bağıran satıcının önünde toplanan mutlu hanımları görünce de yazayım artık şu yazıyı belki iki kişi okur, 2 kişiye de anlatır dedim ve yazıyorum.

Yazının başlığını da “hedef: organik tarım” yapmayı uygun buldum çünkü herkesin hedefinde bu organik tarım. Kimin hedefinde peki? Doğal olarak organik tarıma gönül vermiş herkesin hedefinde çünkü geliştirilip, yaygınlaştırılmak isteniyor gönül verenlerce. Çevre konusunda hassas, bilinçli kitlenin de hedefinde tabii. Organik tarım aynı zamanda tüketicinin de hedefinde çünkü tüketiciler sağlığa zarar vermeyen ürünler tüketmek istiyorlar. Kendileri tüketemeseler bile çocuklarını düşünüyorlar çoğu zaman. Ama kafaları da çok karışık.

Bir de organik tarımı hedef alanlar var ve bu hedef alanların amacı da ya organik tarım üzerinden para ve itibar kazanmak yada organik tarımı basitleştirmek, değersizleştirmek ve gözden düşürmek. Organik tarımı hedef alanların çok büyük bölümü ise; organik tarımla bütünleşip, birlikte gelişmeleri mümkün olmayan, organik tarımı rakip hatta düşman gören farklı sektörler ve ne yazık ki bazı akademisyenler, değerli ve saygın bilim insanları.

Görünütüsü kötü olan, hatta kurtlu yada çürük olan ürünleri çok ucuza satın alıp, organik adı altında yüksek fiyata satan esnafın da hadefinde organik tarım var. Daha da önemlisi; “gıda takviyesi” adı altında ürünler satan kişi ve firmaların da hedefinde organik tarım var. Bu firmalar ürünlerinin başına “doğal” “naturel” ve “sağlıklı” gibi ifadeler ekliyorlar, bazı ürünlere organik çağrışımı yapan markalar veriyorlar ve ürün tanıtım sayfalarında hiç ilgileri olmamasına rağmen, organik tarım hakkında sağdan soldan topladıkları bilgileri de veriyorlar. Bu sektör içinde ürün pazarlayan popüler isimlerin web sayfalarını incelediğinizde, ürünlerin organik ürün olduğu izlenimine kapılıyorsunuz.

Yazının devamı