Bir Kadınlar Günü Yazısı: Çiftçi Kadının Emeği Ne Olacak?

Yazar : Mine PAKKANER

Mart ayındaki en güzel günlerden biri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.

Mart ayındaki en güzel günlerden biri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bu güzel gün kimileri için sermayenin, kapitalist sistemin bir oyunu, kimisi için feminist bir hareket, kimisi için gereksiz bir eylem, kimisi için de önemli güzel bir gün.

Efendim,  gerçekten önemli bir gün, kadın emeğinin önemine işaret ediyor.  Kadının emeğinin olmadığı bir nokta var mı hayatta? Erkeğin emeği yok mu demeyin, elbette var, ama kadın emeğinin adı yok. Hele ki çiftçi kadının.

Çiftçi kadının emeği  hep bedava. Çiftçi Kayıt Sistemi’ ne ailenin reisi olarak genelde evin erkeği kayıtlıdır ve sosyal güvencesi için ödeme yapılması zorunludur. Çiftçinin karısı ise önce babasının evinde çalışmaya başlar.  11-12 yaşından beri serada tarlada bahçede ağılda ahırda her türlü tecrübeyi edinir. Sonra koca evine gider, tam zamanlı çalışmaya devam orada da. Hatta kocaları, kaynataları, kayınları kahvede yayılırken onlar çapadadır. Ne sosyal güvence ne de para. Kendi tarlasındaki iş bitince yevmiyeciliğe de gider. Süs bitkileri sektöründe yetiştiricilikte çalışan işçiler ise genelde kadındır. 

 

Kesme çiçek yetiştirilen seralarda çalışanlara bakın çoğu kadın işçiyi göreceksiniz. Hep düşünmüşümdür, bu kadınlara çiçek alan hiç olmuş mudur? Oysa onlar, özel günlerde çiçekçilerde satılsın diye heyecanla hasat yaparlar. Kadınlar gününde pembe karanfilleri kırarlarken bunları bir kadının alacağını bilirler ama kendilerinin de emekçi kadın olduğu hiç akıllarına gelmez.  Kırdığı, kestiği her sap ona kazanç olarak gelsin ister. Ülkemizde kesme çiçek yetiştiriciliğinin başkenti de İzmir’dir. En fazla da karanfil üretmekteyiz. Bunu gerbera, glayöl, gül, kasımpatı, lale takip etmekte ve mis kokulu nergisler ise epey geriden gelse de listede yerini almakta. Hepsinin de üretiminde de kadınlar var. 

 

Bu yazıyı yazma sebebim ise çiçek sektörünün nedense küçümsenmeye başlanması ve çiçeğe para verilmesinin neredeyse ayıplanıyor olması. Çiçeğe fuzuli muamelesinin yapılmasını çok garip buluyorum.  Cenazeye çiçek göndermeyin israf, düğüne çiçek göndermeyin israf, eşinize annenize çiçek almayın israf, bağış yapın çiçek almayın gibi bir anti kampanya var.

Peki, söyler misiniz, siz çiçek almazsanız o güzelim üretici kadınların emekleri zayi olmayacak mı? Ne kazanacaklar? O seralarda çalışan ziraat mühendisi kadınların emekleri nasıl karşılık bulacak?  Sokaklarda rengârenk çiçekleri satan, kendileri de rengârenk Roman kadınlarının emeklerini saymıyorum bile. Onlar ne kazanacaklar?

 

Bu 8-Mart’ta boş verin anti kampanyalara, “kapitalizmin oyunu bunlar” laflarına hiç aldırmayın, popülist yaklaşımlara kapılmayın.  İster kadın olun ister erkek, hayatınıza eli, nefesi, emeği değen kadınlara bir dal karanfil alın. Verirken, karanfile emeği geçen hayat veren çiftçi kadına da içinizden teşekkür edip onun kadınlar gününü kutlayın.

 

Hayatımızdaki tüm kadınlara, zaten hepsi emekçi... 

Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun. 

 

Fotolar:

Free images download

http://www.bik.gov.tr/koyden-avrupaya-30-milyon-dal-kesme-cicek-ihracati-2/