Yeni Medya Düzeni Sınırları: Apelasyonsa Apelasyon

Konu : Hobi

Apelasyonun ne olduğunu yeni öğrenenlerden birisi olarak gruba yeni katılanlardanım. Ayrıcalığım nedir ki, ahkam kesmek adına bir kaç kelime sözüm olacak teknoloji başlığı altında.

Apelasyonun ne olduğunu yeni öğrenenlerden birisi olarak gruba yeni katılanlardanım. Ayrıcalığım nedir ki, ahkam kesmek adına bir kaç kelime sözüm olacak teknoloji başlığı altında.

Konu seçmeyi düşünürken, doğal olarak buraya gelen herkesin ilk yaptığı gibi “Apelasyon ne ola ki?” dedim ve bu başlığı bunun üzerine tanımlamak istedim. Madem teknoloji ahkamları olacak konumuz, öyleyse en zevkli ve güncel noktası “Sosyal Medya”dan, “Sosyal Medya”nın kural ve sistem altyapısından, bu altyapı üzerinde yaşayan medyanın sınırlarını nasıl geliştirdiğinden başlayalım. 

Sosyal medya terimi aslında birçok farklı tanıma sahip. En net ve basit tanım olarak, “Okuyucuları tarafından üretilen bilginin medyası” kullanılabilir. Medya, haber ve eğlence içeren her türlü içerik için kullanıldığına göre, tüm haberleri ve eğlence içeriğini okuyucuların oluşturduğu bilgisayar temelli ortam, “Sosyal Medya” olarak tanımlanabilir. 

Tanımımızı terimi yorumlayarak yapacak olursak, bilgisayar üzerinden bilgi paylaşımı yapılması ve yapılan tüm haber ve bilgi paylaşımının “sosyal” olması, bir başka deyişle eleştirilebilir olması anlamı çıkar. Klasik medya ile temel zıtlık noktası da burada başlamaktadır. Sosyal medya söz konusu olduğunda medyanın içeriğini biz oluştururuz ve yine biz eleştirebiliriz. Bu nedenle doğruluk ve güvenirlik gibi değerler de, sosyal medya içerisinde farklı olarak epey yüksektir.  

Altyapımızdan bahsedecek olursak, bilginin şekline göre birçok marka, firma ve uygulama kullanarak kendimiz gibi olanlar için yine bizler içerik oluşturuyoruz. Örneğin; manşetler gönderebildiğimiz Twitter; yazı, fotoğraf ve videoları birlikte paylaşabildiğimiz Facebook; sadece bir fotoğrafla duyurular yapabildiğimiz Instagram; 7 saniyelik videolar çekip haber yapabildiğimiz Vine; kendi klibimizi, haber videomuzu yapabildiğimiz Youtube; köşe yazarı olabildiğimiz Wordpress, ve benzerleri...  

Peki bu sınırlamalar dahilinde, gelişen bir içeriğimiz var mı? Öyle ya, televizyon 24 saat yayın yapmakta ve gazetelerde de onlarca köşe yazarı, onlarca manşet var. Son yapılan araştırmalar; 60 saniye içerisinde 600’den fazla videonun Youtube’a yüklendiğini, 1.500’den fazla yeni köşe yazısının bloglarda yer bulduğunu, 100.000 civarında yeni manşetin Twitter’da yayınlandığını, 300’den fazla haber kaynağının yeni Twitter kullanıcısı olarak sisteme eklendiğini, 6500’den fazla fotoğrafın Flickr üzerinden paylaşıldığını ve Facebook’ta 500.000’den fazla yorum yazıldığını gösteriyor. 

Sonuç olarak 1 dakika içerisinde binlerce manşet, köşe yazısı, haber, eleştiri eklenen bir medyanın sadece okuyucuları değil, aynı zamanda üyeleriyiz. Peki siz; haber vermeye, ahkam kesmeye ve eleştirilmeye ne kadar hazırsınız?