Bereket Ve Bolluk Nar

Konu : Tarih

Binlerce yıldan beri, birçok kültürde, nar, bolluk ve bereket simgesi olarak kullanılmıştır.

Binlerce yıldan beri, birçok kültürde, nar, bolluk ve bereket simgesi olarak kullanılmıştır. Antioksidan ve doğurganlığı arttırma gibi özellikleri olan bitki,  antik dönemde ve günümüzde çok sayıda bilimsel çalışmaya konu olmuştur. 

Yaklaşık M.Ö. 3500 yılarından itibaren yetiştirildiği bilinir. Özellikle İran ve Kuzey Hindistan’da Himalayalar’a özgü bir bitki olarak nitelendirilen nar, bütün Akdeniz boyunca yetişir.  M.Ö. 2500’lerde Suriye ve Kıbrıs’a, M.Ö. 1500-1200’lerde Yunanistan, İtalya ve Kartaca’ya yayıldığı düşünülmektedir. 

Doğu Akdeniz, Mezopotamya, İran, Urartu ve Ege kültürlerinde, edebi kaynaklarda sıkça sözü geçen ve sembolik önemi ön plana çıkan nar, doğum, ölüm, hayat, bereket ve bolluğu simgeler. Fenike’de yerel ismi “rimmon”’dur. Sümerler’de “nu-úr-ma”  (III. Ur döneminden itibaren), Akkadlar’da “nurmû” ya da “lurmû”, Aram dilinde “rimmônā”, Ugarit’te “Irmn[m]” olarak geçer.

 

Uzmanlar Mısır’da, Yeni Krallık zamanına dek narın bilinmediği konusunda hemfikirdirler. I. Tuthmosis zamanında (1525-1512), Suriye’ye yapılan seferlerden sonra Mısır’a getirildiği düşünülen bu bitki ve meyvesi, çok sayıda aşk şiirinin konusu olmuş; gündelik hayatta meyve olarak yenmesinin dışında, meyve suyu ve meyve şarabı (shedeh) yapılarak tüketilmiştir. Ayrıca, tabaklanan derilere, sarı rengi vermek için, nar kabukları kullanıldığı bilinmektedir. Açık parlak kırmızı renkte çiçekleri, bahçeciler tarafından toplanıp buket haline getirilerek satılmıştır. 

 

Mısır’da ölüler, ikinci yaşamın umuduyla, narla birlikte gömülmüşlerdir. Hatshepsut’un mezarında (M.Ö. 1470) çok sayıda nar bulunmuştur. On dokuz kadar adak narı, Amenhotep II’nin mezarında (M.Ö. 1450-1415)  ele geçmiştir. Tutankhamon’un mezarında ele geçen, gümüş nar biçimli kap, Mısır’da gümüşün nadir kullanılması nedeniyle ilginç bir örnektir.  

 

Mısır’da özellikle mezar odalarının duvarlarını bezeyen resimlerde nar ile ilgili çok sayıda betimleme dikkat çeker. Önemli bir sembol haline gelen nar, çok sayıda süs eşyası ve mücevhere ilham kaynağı olmuştur. Ebers Papirüsü’nde (M.Ö. 1551-1550), içinde nar olan reçeteler bulunmaktadır. 

                                      

Anadolu’nun en eski kültürlerinden biri olan Hititler’de, tarım tanrısı buğday ve narla birlikte betimlenmiştir. Hitit dilinde “nurmu” ya da “nurma” kelimeleri, nar anlamına gelir. Yeni Hitit tanrıları kadınlığın ve güzelliğin sembolü olarak genellikle ellerinde ayna tutmuşlardır.  Diğer tanrıların da ellerinde nar görülebilmektedir. 

Türkiye’de, M.Ö. 14.yüzyıla tarihlenen Uluburun Batığı’nın kargosunda çok sayıda nar bulunmuş olması, Akdeniz’de, o zamanlarda, ticaretinin yapıldığını göstermesi açısından önemlidir.   

Grek mitolojisinde ise, tanrıça Rhea, Hera ve Aphrodite ile ilişkilendirilir. Demeter ve Persephone ile birlikte anılır. Grekçe’de kızıl sözcüğünün (kokkinos) türetildiği nar tohumu (kokkos) kırmızıdır. “Kan” ‘ı simegeleyen narın, Titanlar tarafından yaralanan Dionysos’un kanından filizlendiği söylenceler arasındadır. Bu yönüyel, “savaş kanı” nı simgelemektedir. Fakat esas anlamı, kadınların aybaşı, doğum ve lohusalığı ile ilgilidir. Her üç durumda da, ilaç olarak kullanılmıştır. Kore (kız) / Demeter’in elindeki nar (bazen haşhaş) açıkça bir doğurganlık simgesidir.     

 

Antik dönemin ünlü yazarlarından, Herodotos, 7. Kitap, 41 no.’lu kısımda,  Greko-Pers Savaşları sırasında, Pers askerlerinin, uçlarında, gümüş ve altın nar olan mızraklar taşıdıklarından söz eder.

Antik dünyada, gündelik hayatta çok önem verilen bir bitki olduğu görülen nar, aynı zamanda çeşitli eserlere ilham kaynağı olmuştur. Nar biçiminde yapılan metalden, pişmiş toprak ve fildişinden kapların, dini törenlerde, evlerde ve gömülerde kullanıldığı dikkat çeker. 

 

İtalya’da Lucania Bölgesi’nde, mezar odalarının duvarlarında, içinde nar betimlemeleri olan resimler bulunmuştur. 

 

Roma İmparatorluk döneminde, duvar resimleri ve mozaiklerde sıklıkla kullanılmıştır.

 

Türkiye’de, antik dönemde Pamphylia Bölgesi içinde yer alan Side kentinin simgelerinden biri nardır ve farklı dönemlerde, nar ile birlikte Athena betimlemelerine rastlanır.

 

Kutsal kitapların tümünde sözü geçen nar, sanat eserlerinde yaygın şekilde kullanılmıştır. Nar, 15. yüzyıldan itibaren, özellikle İtalyan ipeklilerinde kullanılan bu motifin, İtalya ile geliştirilen ticaret bağıyla, Türk kumaşlarında görülmeye başlandığı belirtilmektedir. 

 

Punica granatum is the botanical name of pomegranate.  It was cultivated from 3500 B.C.E. onwards throughout  the  Medirranean  sites. 

The fruit was the symbol of fertility, birth, sexuality and death. Ancient writers Herodotos, Plinius describes of pomegranate. 

The pomegranate was associated with triple goddess of Aegean and Persephone.  It was depicted on various works of art.

                        

Kaynakça

Andis Kaulins, Ancient Signs: The Alphabet and Origins of Writing,Germany, 2012. 

Ayşen Eti Sina, “Eleusis’de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri”, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 44, 1, 2004, 37-52. 

Cherly Ward, “Pomegranates in Eastern Meditarranean Context During the Late Bronze Age”, World Archaeology, 34, 3, 2003, 529-541. 

Ernst Lechner –Johanna Lechner, Medicinal and Food Plants: with 200 Illustrations for Artists and Craftspeople, New York, 1985. 

George. Bass, S. Matthews, R. Steffy, F. Van Doorninck, Serçe Limanı: An Eleventh Century Shipwreck, Vol. I, Texas A&M University Press, 2004, U.S.A.

Hassan Amjad, Pomegranate: Anatomy of A Divine Remedy, 2005.  

Herodot Tarihi, Türkçesi: Müntekim Ökmen, İstanbul, 1973. 

Jean Puhvel, Hittite Etymological Dictionary, Vol, 7, Berlin, 2007.

John M. Riddle, Goddesses, Elixirs and Witches, Plants and Sexuality Throughout Human History, U.S.A., 2010. 

Lynn E. Roller, Ana Tanrıçanın İzinde, Homer Kitabevi, İstanbul, 2004.  

Münir Cerrahoğlu, “ Mitolojide ve Türkiye’de Derleme Masallarda Narın Yeri”, TurkishStudies, 7/1, 2012, 643-651. 

Paul T. Nicholson, Ian Shaw, Ancient Egyptian Materials and Technology, Cambridge University Press, 2000. 

Philip Smith, The Ancient History of the East, London, 1871.  

Sara A. Immerwahr, “ The Pomegranate Vase Its Origins and Continuity”,  Hesperia, 58, 4, 1989, 397-410. 

Sibel Arık, “Türk Dokumacılık Sanatında Nar Motifi”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt 6, 1, 2009, 583-593. 

George Thomson, Tarih Öncesi Ege I, Türkçesi: Celal Üster, İstanbul, 1983.