Ekolojik Zekâ ve Karbon Ayak İzi

Dünyadaki hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve şehirleşme sonucu doğal kaynaklara olan talepte hızlı bir artış meydana gelmiştir.

Dr. Şener Uysal

Çevreye Duyarlı Birey ve İşletmelerin Öncelikli Kavramları  

Dünyadaki hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve şehirleşme sonucu doğal kaynaklara olan talepte hızlı bir artış meydana gelmiştir. Artan talebin karşılanması sırasında doğal kaynakların tahrip edilmesi, kirlilik, iklim değişikliği, çölleşme ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi pek çok sorun ortaya çıkmıştır. Bu sorunlardan biri olan iklim değişikliği, insanoğlunun son yüzyılda karşı karşıya kaldığı en önemli problemlerin başında gelmektedir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinde iklim değişikliği, “karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliklerine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan bir değişikliktir” şeklinde tanımlanmaktadır (Öztürk veark., 2011). İklimdeki değişimler; enerji, sanayi, ulaşım ve arazi kullanımı gibi ekonomik faaliyetlerle ilişkili sera gazı emisyonlarındaki artıştan kaynaklanan küresel ısınmanın sonucunda ortaya çıkmaktadır. Mevcut durum itibarıyla, sera gazı emisyonları içinde en büyük pay gelişmiş ülkelerin iken, 2020’lerde gelişmekte olan ülkelerin emisyon seviyelerinin gelişmiş ülkelerin bugünkü emisyon seviyelerine eşit olacağı öngörülmektedir (Çelikkol ve Özkan, 2011). İklim değişikliklerinin sebepleri, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan CO₂ başta olmak üzere; metan, nitröz oksit, hidroflorokarbon gibi sera gazları ile yanlış arazi kullanım politikaları sonucu yerkürenin karbon tutma kapasitesinin azalmasıdır. Ayrıca, ormanların tahribi ve çarpık sanayileşme gibi insan faaliyetleri neticesinde, sera gazları atmosferde birikerek atmosferin kimyasal özelliklerini etkilemekte, uzun vadede ise sera etkisi yüzünden küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır (Öztürk vd., 2011:306). İklim değişikliğinin yol açabileceği afetlerin önüne geçmek ortak amaç olmalıdır. Bugün harekete geçilirse, maliyeti küresel GMH’nın %1-2’si, eğer bir şey yapılmaz ise bu bedel (canlı türlerinin kaybından kaynaklanan maliyet hariç) küresel GMH’nın %20’sine çıkabileceği öngörülmektedir (www.jpmorganclimatecare.com).

Sonuçta geçmiş eylemlerimize bağlı olarak su ve toprağımıza sızan zehirli kimyasallarla biriken sera gazları gelecek yıllarda bir bedel ödetecektir. Bilim insanları, küresel ısınmanın çok hızlı cereyan etmesinden yakınsa da gerçekte yeterince hızlı olmuyor. Çünkü aniden olsa izin vermeyeceğimiz şeyleri, değişiklikler farkına varamayacağımız şekilde derece derece geldiğinden, kabul ediyoruz (Goleman, 2009).

Yazının devamı