Anadolu'nun Genetik İmzası: Geleceğin Savaşında Köklerimizi Korumak
Bugün dünya, gıda, tohum ve su gibi üç yaşamsal kaynak üzerinde sessiz ama derin bir savaş veriyor. Bir yanda iklim krizi, diğer yanda biyoteknoloji ve küresel ticaretin baskısı yükseliyor...
Bu karmaşanın ortasında Anadolu gibi binlerce yıllık tarımsal hafızaya sahip bir coğrafya, geçmişle geleceğin kesişiminde duruyor.
Geleceğin Mesleği Tarım ve Gıda Casusluğu ve Tarımsal İstihbarat Uzmanlığı
Geçtiğimiz yıllarda, Amerikan mısır tarlalarında alışılmadık bir olay yaşandı. Atın değil ama en az onun kadar değerli bir hazine arayan biri yakalandı: Çinli bir bilim insanı, genetik olarak melezlenmiş mısır tohumlarını gizlice toplayarak ülkesi adına genetik veri kaçırmakla suçlandı.
Bu olay, son on yılın en büyük ekonomik casusluk vakalarından birini başlattı ve tarımsal inovasyon yarışında risklerin ne kadar büyüdüğünü tüm dünyaya gösterdi.
İklim Değişikliğinin Pamuk Üretimi Üzerine Olan Etkisi
Pamuk, başta tekstil, yağ ve yem sanayi sektörleri olmak üzere birçok sanayi sektörü için önemli bir üründür. Ayrıca yüksek tarımsal üretim değerinin yanında girdi yoğun bir üretim dalı olması nedeniyle tohum, gübre, ilaç, makina sanayileri ve ticareti ile tarım işçilerinden oluşan çok geniş bir kesimin gelir kaynağı durumundadır. Pamuğun önemini arttıran diğer bir husus iklim şartları yönünden dünyadaki pamuk üretim alanlarının kısıtlı olmasıdır. Türkiye dünya pamuk üretimi bakımından 7. Sırada yer alırken, ülkemizde üretilen pamuğun yaklaşık %50’si Güneydoğu Anadolu Bölgesindedir. Bu bölgemizi Ege ve Akdeniz bölgesi takip etmektedir. Ege bölgesinde pamuk üretimi yapılan bölgelere bakıldığında 47.000 ha ile Aydın ve 26.000 ha üretim alanlarıyla İzmir illerinde yoğunluktadır. Bu illeri yaklaşık 10.000 ha üretim alanlarına sahip Manisa ve Denizli illeri takip etmektedir.
İklim Değişikliği ve İncirin Geleceği
İklim değişikliği günümüzde insanoğlunun karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan biridir. Türkiye için öngörülen iklim senaryolarının irdelendiği çalışmalarda ilk periyod olan 2011-2040 yıllarını kapsayan dönemde kışın 0,5 °C, yazın 1,0 °C sıcaklık artışının, 2041-2070 yıllarını kapsayan ikinci periyotta bu artışın kışın 1,5 °C - 2,4 °C olacağıdır. 2071-2100 yıllarını kapsayan sıcaklık artışlarının etkilerinin şiddetli olarak hissedileceği dönem üçüncü dönemdir. Buna göre kıyı bölgelerde ortalama sıcaklıklarda 5-6 °C, özellikle Ege Bölgesi'nde yaz ayları süresince 7-8 °C artış, yağışlarda %40’lık bir azalma beklenmektedir (Demir vd., 2008; Talu vd., 2010).
BAĞCILIĞA DÜŞEN GÖLGE: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Bu günlerde iklim değişikliği tabiri çok karşımıza çıkmaktadır. İklim değişikliği ile birlikte kullanılan bir başka tanımlama da küresel ısınmadır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne göre “İklim değişikliği”, karşılaştırabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik olarak tanımlanır.
Kuraklık Zararı ve Zeytin Bahçelerindeki Etkisi
Bir bölgede nem miktarının geçici dengesizliğinden kaynaklanan su kıtlığı olarak tanımlanır. Doğal bir iklim olayıdır. Herhangi bir zamanda her hangi bir yerde görülebilir. Kuraklık genellikle yavaş gelişir ve uzun dönemi kapsar. İnsan eliyle bu hızlandırılır. Ağaçların kesilmesi, meraların tahribatı, su yataklarının bozulması ve yanlış & çarpık kentleşme ile kuraklık hızlandırılmaktadır. Ayrıca havaya salınan karbondioksit gazları da iklim değişikliğini hızlandırmaktadır. Özellikle topraktan çıkarılan petrol ve kömürün aşırı tüketilmesi havadaki karbon dengesini bozarak dünyanın ısınmasına neden olmaktadır.
Parma Modeli: Türkiye Tarımı İçin İlham Veren Bir Başarı Hikâyesi
Turizmde Yeni Trend: Sağlıklı Yaşam, Wellness ve Tarımın Kesişim Noktası
Turizmde Yeni Trend: Sağlıklı Yaşam, Wellness ve Tarımın Kesişim Noktası
ABD’nin Zeytinyağı Tarifeleri: Kriz mi, Fırsat mı? Türk Zeytinyağı Bu Dalgadan Nasıl Etkilenir?
Tarım Arazilerini Korumak
Çocuk Gözüyle Tarım