İklim Değişikliği

Çoğumuzun bildiği gibi atmosferde meydana gelen olayların uzun süreli etkisi iklim olarak tanımlanmaktadır.

Çoğumuzun bildiği gibi atmosferde meydana gelen olayların uzun süreli etkisi iklim olarak tanımlanmaktadır. İklim, yerkürenin uzun tarihi süresince değişme eğilimi içerisinde olmuştur. Bu değişim, 19. yüzyılın ortasına, sanayi devrimine dek doğal etkiler sonucunda meydana gelirken; daha sonraki değişimlerde insan etkisinin önemli ölçüde payı olduğu saptanmıştır. Anılan tarihten sonra, küresel iklim değişimi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar, yoğun bir şekilde yaşanmaya başlanmıştır (Kanber ve ark., 2008). 

 

Sanayi Devrimi ile beraber atmosferde birikmeye başlayan başta CO2 olmak üzere, öteki sera gazlarının (metan –CH4, azot oksit – N2O ve flora clora karbonlar –CFC5, vb.) yerden verilen uzun dalgalı ışınları tutması nedeniyle ortalama yüzey sıcaklıklarında belirgin bir artma eğilimi gözlenmektedir. Nitekim son yüzyılda küresel sıcaklıkta 0,8-1,5 C°’lik bir artış olmuştur (Şekil 1). Bu gazlar çoğunlukla fosil yakıt kullanımından, sanayi, ulaştırma, enerji üretiminden ve çeşitli atıkların ve tarımsal etkinliklerden kaynaklanmaktadır. Ancak burada en önemli kaynak enerji üretiminde kullanılan fosil yakıtlar (kömürler, petrol, doğal gaz vs.) ve sanayidir (Öztürk, 2002). 

 

Bu kapsamda temel problem, insan etkinlikleri nedeniyle atmosferin güneş enerjisini yutması ve yayması şeklinin değişmiş olmasıdır. Bunun potansiyel tehlikeleri sadece havayı ısıtarak bizi terletmesi vb. problemler değildir. Örneğin; yükselen deniz su seviyesi ile azalan toprak neminin çok daha sosyo-ekonomik etkileri olabilecektir. Aslında insanlar hızlı bir iklim değişimine kendini uydurabilir ve ondan korunabilir, fakat bitkiler ve hayvanlar bu değişimlere ayak uyduramadığı için insanların besin zincirini de oluşturan tüm ekolojik sistem tehlikededir. 

 

Kısacası yer örtüsünü değiştirerek ve çok büyük miktarlarda fosil yakıtı kullanarak iklimi hızla değiştirmekte ve sera etkisini kuvvetlendirerek dünyanın ısınmasına neden olmaktayız (Kadıoğlu, 2008). 

 

Yazının devamı