Enginar

Yazar : Cem Toker, Dr.
Konu : Sağlık

Anavatanı Akdeniz Havzası olan enginar (Cynara scolymus L.) sebzesi papatyagiller familyasına aittir. 

Anavatanı Akdeniz Havzası olan enginar (Cynara scolymus L.) sebzesi papatyagiller familyasına aittir. Çok yıllık bir bitki olan enginar, derin, humus bakımından zengin, iyi drenajlı topraklarda ve ılıman iklimlerde yetişebilmektedir. Sebze, almaşık dizili yapraklara sahip baş ve saptan oluşmakta olup rengi açık yeşilden koyu yeşile kadar değişebilmektedir (GOSTIN ve ark., 2019). Ülkemizde özellikle yoğun olarak Ege Bölgesi'nde yetişen enginar, ocak ayı ortasından nisan ayı sonuna kadar hasat edilebilmektedir. 2019 yılı verilerine göre, dünyada toplam 1.594.385 ton enginar üretilmiş, üretim sırası ile İtalya (378.820 ton), Mısır (296.899 ton), İspanya (199.940 ton), Peru (131.882 ton), Cezayir (119.636 ton), Arjantin (111.853 ton), Çin (92.907 ton), Amerika (45.722 ton), Fas (44.774 ton) ve Türkiye (39.071 ton)’de yapılmıştır (FAO, 2021). Enginar üretiminde dünyada onuncu sırada olan ülkemizde üretimin büyük bölümü, İzmir (13.538 ton), Aydın (7.454 ton), Bursa (5.659 ton), Sakarya (5.530 ton), Antalya (1.533 ton), Adana (1.200 ton) ve Bolu (1.032 ton) illerinde gerçekleşmiştir (ANONYMOUS, 2021). Enginar, daha çok taze olarak tüketilmekte olup gıda endüstrisinde konserve, sirke, çay (yapraklarından) ve ekstrakt üretiminde kullanılmaktadır.

Enginar, A, B1, B2, B3, B4, B5, B6, B9, C, E ve K vitaminlerini, bakır, çinko, demir, fosfor, kalsiyum, magnezyum, manganez, potasyum, sodyum ve selenyum minerallerini içermektedir (USDA, 2021a)
 

Enginar, fruktoz, glikoz ve sukroz şekerlerini, malik asit başta olmak üzere adipik, formik, kuinik, oksalik, sitrik, süksinik ve şikimik organik asitlerini içermektedir (TURKIEWICZ ve ark., 2019). Sebzenin karotenoid profilini, majör olarak β-karoten devamında lutein, neoksantin, fitoen ve fitofluen karotenoidleri oluşturmaktadır (FERRACANE ve ark., 2008; TURKIEWICZ ve ark., 2019). Enginar yapısında klorofil a başta olmak üzere klorofil b, feofitin a ve feofitin b klorofilleri bulunmaktadır (TURKIEWICZ ve ark., 2019). Sebzenin fenol profili kafeoilkuinik asitlerden (klorojenik asit, sinarin, 3,4-dikafeoilkuinik asit, 3,5-dikafeoilkuinik asit ve 1,5-dikafeoilkuinik asit) oluşmaktadır (BEKHEET ve SOTA, 2019). Enginarda sağlık açısından oldukça önemli olan flavon (apigenin, apigenin-7-O-glukosit, apigenin-7-O-glukuronit, apigenin-7-O-rutinosit, luteolin, luteolin-7-O-glukuronit, luteolin-7-O-malonilglukosit, sinorosit, skolimosit) ve flavanon (naringenin, naringenin 7-O-glukosit, narirutin) fitokimyasalları bulunmaktadır (FALCO ve ark., 2015; LATTANZIO ve ark., 2009). Sebzede temel antosiyanin siyanidin-3-glikozit, siyanidin-3,5-diglikozit, siyanidin-3,5-malonildiglikozit, siyanidin-3-soforozit olup minör olarak peonidin-3-glikozit ve delfinidin glikozit bulunmaktadır. Enginardaki antosiyaninler sebzenin kapitula kısmında bulunmaktadır (FALCO ve ark., 2015). Sebze, bağırsak sağlığı açısından oldukça önemli olan prebiyotik özelliğe sahip oligosakkarit bileşik inülin  içermektedir (FALCO ve ark., 2015; LATTANZIO ve ark., 2009). Enginar yapısında özellikle kardiyovasküler hastalıklar ve kanser türlerine karşı koruyucu etki gösteren triterpen ve seskiterpenler bulunmaktadır. Sebze major olarak sinaropikrin devamında aguerin A, aguerin B,  grosheimin ve β-kubeben seskiterpenleri ve α- amyrin, β-amirin, sinarasaponin, lupeol ve taraksasterol triterpenleri içermektedir (FALCO ve ark., 2015). Enginar, yapısındaki fitokimyasal bileşenlere bağlı olarak ortalama 65.52 µmol/g antioksidan kapasiteye (Oksijen radikal absorbans kapasiteye (ORAC)) sahiptir (USDA, 2021b).

Enginar, zengin fitokimyasal içeriği ile antioksidan, antikanserojen, antiinflamatuvar, antimikrobiyal, antihiperlipidemik, antispazmodik, antikolestatik ve hepatoprotektif özelliklerinin yanı sıra kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu etki göstermektedir (BEKHEET ve SOTA, 2019; FALCO ve ark., 2015; GOSTIN ve ark., 2019; LATTANZIO ve ark., 2009; SALEM ve ark., 2015; TURKIEWICZ ve ark., 2019).

Günlük beslenme alışkanlığı içerisinde antioksidan özelliğe sahip besinlere yer vermek sağlığın korunması ve devamlılığı açısından oldukça önemlidir. Enginar yapısındaki vitamin, karotenoid, fenolik bileşen, flavonol ve terpenler sebzeye antioksidan özellik kazandırmaktadır. Özellikle fenol, flavon ve flavanon içeriği ile organizmada oluşan reaktif oksijen türlerini (hidroksil radikalleri, süperoksit anyonları ve hidrojen peroksit) nötralize ederek devamında lipit peroksidasyonu ve DNA zararını azaltarak reaktif oksijen türlerinin hücreye verebileceği zararları önlemektedir (LATTANZIO ve ark., 2009). Enginar yapısındaki α- amirin, β-amirin ve taraksasterol triterpenleri siklooksijenaz 2 (COX 2) enzimlerinin ekspresyonunu azaltarak, proinflamatuvar sitokinlerin üretiminde etken rol oynayan transkripsiyon faktörü NF-kB (nükleer kappa B) aktivitesini, TNF-α ve IL-1β proinflamatuvar sitokinlerin üretim ve salgılanmasını baskılayarak inflamasyonu önlenmektedir (FALCO ve ark., 2015; SALEM ve ark., 2015).

Plazmadaki lipit seviyelerinin dengesizliği öncelikle ateroskleroz (damar sertliği) devamında  kardiyovasküler hastalıklara neden olmaktadır. Enginar, flavon (skolimosit), terpen (sinaropikrin, grosheimin) ve inülin içeriği ile organizmada kolesterol sentesizinde anahtar enzim olan HMG-CoA redüktazı inhibe ederek toplam kolesterol, LDL kolesterol ve trigliserit seviyelerini düşürerek antihiperlipidemik etki göstermektedir (FALCO ve ark., 2015; SALEM ve ark., 2015).

Enginarda bulunan oligosakkarit bileşen inülin, bağırsak mikroflorasında bulunan Lactobacillus rhamnosus, Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium breve mikroorganizmalarının popülasyonunu artırdığından dolayı  prebiyotik etki göstermektedir. İnülin, üriner ve genital sistem enfeksiyonlarını önleme, kalsiyum ve magnezyum emilimini artırma gibi önemli fizyolojik etkilere sahiptir (BEKHEET ve SOTA, 2019).

Enginar, fosfor, kalsiyum, magnezyum ve potasyum mineralleri bakımından zengin bir sebzedir. Sebze, potasyum içeriği ile vücutta sıvı elektrolit dengesini sağlamakta, aynı zamanda kan basıncını belirgin biçimde düşürerek sistolik ve diastolik basıncın düzenlenmesine yardımcı olmakta ve felç riskini önlemektedir (WHO, 2012). Kalsiyum ve fosfor mineralleri, kemik sağlığı, kas fonksiyonları, hormon salınımı, glikojen metabolizması, hücre bölünmesi, asit ve baz dengesi gibi metabolik olaylar açısından oldukça önemlidir (WHO/FAO, 2004). Magnezyum, mitokondride adenozin trifosfat (ATP) sentezi için gereklidir. Ayrıca, vücutta sinir impulslarının iletilmesi, kasılan kasların gevşemesi, kalp fonksiyonlarının düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin korunması ve kemik sağlığı için oldukça önemli bir mineraldir (ANONYMOUS, 1997).

Enginar, fenol, flavon, flavanon, antosiyanin ve terpen bileşenlerine bağlı olarak prostat, göğüs ve lösemi kanserlerine karşı koruyucu ve tedavi edici özelliğe sahiptir. Kanserli dokularda proliferasyonu ve anjiyogenezi önleyerek antikanserojen etki göstermektedir (GOSTIN ve ark., 2019; SALEM ve ark., 2015).

Enginar, mineral, vitamin, fenolik bileşen, karotenoid, flavon, flavanon, antosiyanin ve terpen içeriğine bağlı olarak antioksidan, antikanserojen, antiinflamatuvar ve antihiperlipidemik etkinin yanı sıra, prostat, göğüs ve lösemi kanserlerine karşı koruyucu ve tedavi edici özelliğinden dolayı fonksiyonel bir gıda maddesi olarak tüketilmesi gereken bir sebzedir.

Kaynaklar:

Görseller: