Avokado

Yazar : Cem Toker, Dr.
Konu : Gastronomi

Günümüzde oldukça yaygın olarak tüketilen avokado (Persea americana) meyvesi defnegiller familyasına aittir.

Günümüzde oldukça yaygın olarak tüketilen avokado (Persea americana) meyvesi defnegiller familyasına aittir. Meyvenin yaklaşık 12.000 yıllık tarihi geçmişi olup ticari olarak yetiştiriciliği 20. yüzyılda başlamıştır. Avokadonun Guatemala’dan Orta Amerika’ya ve daha sonra Güney Amerika’ya yayıldığı belirtilmektedir (FAO, 2004). Meyve, kumlu-tınlı, drenajı iyi ve nötr pH içeren topraklarda, subtropik ve tropik iklimlerde yetişebilmektedir. Avokado meyveleri çeşide göre, yuvarlak, oval ve armut şeklinde olup kabuk rengi açık yeşilden koyu yeşile, kahverengiden siyaha kadar değişebilmektedir. 2019 yılı verilerine göre, Dünya’da toplam 6.407.171 ton avokado üretilmiş, üretim sırası ile Meksika (2.184.663 ton), Dominik Cumhuriyeti (644.306 ton), Peru (504.517 ton), Endonezya (410.094 ton), Kolombiya (326.666 ton), Brezilya (235.788 ton), Kenya (233.933 ton) ve Türkiye (3.164 ton)’de yapılmıştır. Ticari olarak yetiştiriciliği yapılan avokado çeşitleri, Bacon, Ettinger, Fuerte, Hass, Pinkerton, Wurtz, Zutano’dur. Avokado, çoğunlukla taze olarak tüketilmekte olup bunun yanı sıra kozmetik endüstrisinde de kullanılmaktadır (ARAUJO ve ark., 2018; FAO, 2020).   

Avokado, A, B1, B2, B3, B4, B6, B9, C, E ve K vitaminlerini, bakır, çinko, demir, fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, selenyum ve sodyum minerallerini içermektedir (USDA, 2020a)

Avokado, fruktoz, glikoz, sukroz, perseitol ve mannoheptuloz şekerlerini içermektedir. Meyvenin organik asit profilini malik, sitrik, kuinik ve süksinik asitler oluşturmaktadır. Meyve çeşide bağlı olarak α-karoten, β-karoten, zeaksantin, lutein ve β-kriptoksantin karotenoidlerini içermektedir. Avokado içerisinde hidroksibenzoik asit (ellagik asit, gallik asit, gentisik asit, hidroksitirozol, p-hidroksibenzoik asit, protokateşik asit, şiringik asit, vanilik asit) ve hidroksisinnamik asit (ferulik asit, kafeik asit, klorojenik asit, kumarik asit, sinapik asit, sinnamik asit) fenolleri bulunmaktadır. Meyve tekli doymamış yağ asitleri bakımından zengin olup oleik asit başta olmak üzere palmitik, palmiteloik, linoleik, linolenik, stearik, kaprilik, gadoleik ve vaksenik yağ asitlerini içermektedir (CAMPOS ve ark., 2020; JIMENEZ ve ark., 2020; SALAZAR-LOPEZ ve ark., 2020; USDA, 2020a). Avokado içerisinde sağlığın korunması ve devamlılığı açısından oldukça önemli olan flavonol (izoramnetin, kamferol, kuersetin-3-glikozit, kuersetin-3-arabinozit, kuersetin-3-galaktozit, kuersetin-3-rutinoz, kuersetin-3,4-diglikozit, rutin), flavanon (narirutin, poncirin), flavanol (taksifolin) ve flavan-3-ol ((+)-kateşin, (-)-epikateşin ve (-)-epikateşin gallat) fitokimyasalları bulunmaktadır. Avokado, antispazmodik özelliğe sahip olan atropin, hiyosiyamin ve skopolamin alkaloid bileşenlerini içermektedir. Meyvede, plazma kolesterol seviyesini düşüren fitosterol fitokimyasalı bulunmaktadır. Avokado majör olarak β-sitosterol devamında stigmasterol, kampesterol ve Δ5-avenasterol fitosterollerini içermektedir (SALAZAR-LOPEZ ve ark., 2020). Avokadonun antioksidan kapasitesi (Oksijen radikal absorbans kapasiteye (ORAC)), çeşit ve biyoaktif bileşen profiline göre 9.91-24.33 µmol/g aralığında değişmektedir (USDA, 2020b).

Avokado, zengin biyoaktif bileşen içeriğine bağlı olarak antioksidan, antikanserojen, antiinflamatuvar, antihiperlipidemik, antidiyabetik, antispazmodik, antimikrobiyal ve antikoagülan özelliklerinin yanı sıra kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici etkiye sahiptir  (ARAUJO ve ark., 2018; DING ve ark., 2007; DREHER ve DAVENPORT, 2013; SALAZAR-LOPEZ ve ark., 2020; TABESHPOUR ve ark., 2017; TAN, 2019)

Avokado, karotenoid, fenolik bileşen, flavonol ve tekli doymamış yağ asidi içeriğine bağlı olarak antiinflamatuvar etki göstermektedir. Avokado fitokimyasalları inflamasyon oluşumunda rol oynayan iNOS (indüklenebilir nitrik oksit sentaz), COX-1 (siklooksijenaz-1) ve COX-2 (siklooksijenaz-2) enzimlerini inhibe etmektedir. Aynı zamanda, proinflamatuvar sitokinlerin üretiminde etken rol oynayan transkripsiyon faktörü NF-kB (nükleer kappa B) aktivitesini baskılayarak, pro-inflamatuvar sitokinlerin (TNF-α, IL-1β, IL-6) üretim ve salgılanmasını önleyerek ve sentezi sitokinlerin etkisi ile başlayan CRP (C-reaktif protein) yoğunluğunu azaltarak inflamasyonu önlemektedir (BHUYAN ve ark., 2019; CALDAS ve ark., 2017).

Meyve, oleik asit içeriği ile organizmanın oksidasyona karşı direncini artırarak ateroskleroz (damar sertliği) hastalığının başlangıcı olan aterom gelişimini engellemektedir. Oleik asit aynı zamanda, organizmada kan basıncının düzenlenmesinde kilit rol oynayan α-adrenerjik ve β-adrenerjik reseptörlerin sinyal yolaklarını düzenleyerek kan basıncını düzenlemektedir (TAN, 2019). Avokado, potasyum içeriği ile organizmada sodyum mineralinin zararlarını azaltmakta, sıvı elektrolit dengesini sağlamakta, kan basıncını düşürerek sistolik ve diastolik basıncın düzenlenmesine yardımcı olmaktadır (DREHER ve DAVENPORT, 2013).

Meyve, fitosterol, lif, fenol ve tekli doymamış yağ asitleri içeriğine bağlı olarak antihiperlipidemik etki göstermektedir. Avokado bağırsaklarda kolesterol emilimini ve plazma lipit transfer proteininin aktivitesini azaltarak, toplam kolesterol, trigliserit ve LDL kolesterol seviyesini düşürmektedir. Meyve içeriğindeki liflerin yaklaşık % 70’i suda çözünmeyen liflerden oluşmaktadır. Suda çözünmeyen diyet lifleri, bağırsaklardaki atık hacmini artırarak gastrointestinal sistemde boşaltımı kolaylaştırmakta ve boşaltım süresini kısaltmaktadır. Lifler, kalın bağırsakta fermentasyona uğramakta, bağırsak mikroflorası artmakta ve bağırsakdaki probiyotik mikoorganizmaların devamlılığı sağlanmaktadır. Avokado, bağırsaktaki probiyotik mikroorganizma yoğunluğunu artırdığından dolayı prebiyotik bir besindir (CALDAS ve ark., 2017).

Avokado yapısında bulunan karotenoid, fenol, flavonol ve fitosterollere bağlı olarak akciğer, göğüs, kolorektal, prostat ve yumurtalık kanserlerine karşı antikanserojen etki göstermektedir (BHUYAN ve ark., 2019). Organizmada hücre döngüsünde bir sonraki aşamaya geçmeden önce hücrenin herhangi bir anormalliğe karşı kendi kendini kontrol ettiği üç farklı kontrol noktası (G1-S, G2-M ve M kontrol noktası) vardır. Meyve içeriğindeki persin fitokimyasalı göğüs kanseri (MCF-7 ve T47D) kanser hücre hattındaki hücre döngüsünü G2-M kontrol noktasında durdurarak ve apoptozise neden olarak kansere karşı önleyici ve tedavi edici etki göstermektedir (BUTT ve ark., 2006). Meyve, karotenoid ve tokoferol içeriği ile p27 protein ekspresyonunu artırarak PC-3 prostat kanseri hücrelerini hücre döngüsü içerisinde G2-M kontrol noktasında durdurarak kanser oluşumunu önlemektedir (LU ve ark., 2005). 

Genellikle yaşa bağlı olarak ortaya çıkan makula dejenerasyonu, kalıcı santral görme kaybına yol açan bir hastalıktır. 50 yaş ve üzerindeki insanlar yaş ve çevresel faktörlere bağlı olarak daha fazla risk altındadır. Makulaya rengini veren lutein ve zeaksantin pigmentleridir. Avokado meyvesindeki lutein ve zeaksantin karotenoidleri yaşa bağlı makula dejenerasyonu riskini önlemekte ve görme kalitesini artırmaktadır (DREHER ve DAVENPORT, 2013).

Avokado, fenolik bileşen, flavonol, flavanon, flavanol, flavan-3-ol ve fitosterol içeri ile antioksidan, antihiperlipidemik ve antikanserojen etkinin yanı sıra kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici özelliğinden dolayı fonksiyonel bir gıda maddesi olarak tüketilmesi gereken bir meyvedir.

Kaynaklar:

Görseller: