Haritacı ve Kaşif, Sabiha Gökçen ve Nutuk’ta 30 Ağustos Zaferi

Deniz derindir durulmaz, dostluk edebidir unutulmaz...

Deniz derindir durulmaz, dostluk edebidir unutulmaz...

Bu sayıdaki konuğumuz, denizlerin mavisini aşıp nice yerleri keşfeden büyük denizci Piri Reis’in Hayatını “Haritacı ve Kaşif ”  adıyla tarihi roman  olarak kaleme alan ve “Gök Kızı Türk Kızı Atatürk Kızı Sabiha Gökçen” belgeselinin yapımcı ve yönetmeni Gülşah Çeliker… Yıllar önce İtalya’da  iken arkadaş olup, zamanla birlikte vakit geçirdikçe, birbirimizi anladıkça sohbetin derin zevkine vardıkça “iyi ki varsın” dediklerimden biri olan Gülşah Çeliker’in “Haritacı ve Kâşif ” adlı tarihi romanı, bilgilendirirken okuru o yılların atmosferine götüren bir anlatım tarzıyla yazılmış.  Piri Reis ile ilgili belgesel çekmek için Gülşah Çeliker’in Roma, Venedik ve Pisa’da bulunduğu yıllarda, ben de İtalya’daydım ancak benim yüksek lisans tez çalışmalarım sebebiyle bir türlü bir araya gelememiştik. Gülşah’la nihayet Karşıyaka’da  “Haritacı  ve Kaşif” adlı romanından konuştuk. 

Belgeselden önce çıkan kitabının, yapım aşamasında ilerlemekte olan belgeselinin önüne geçtiğini söyledi ki, bence hem kitap hem belgesel çalışmasının olması oldukça tamamlayıcı ve güzel olmuş. Daha önce Sabiha Gökçen’in hayatını konu alan belgeseliyle adını duyuran Gülşah Çeliker, bu sefer belgeselinden önce yazar kimliğiyle okuru selamlıyor. On beş yıl önce Piri Reis ile ilgili belgesel çekmek için yola çıkan, Gülşah Çeliker, Vatikan ve Venedik’teki araştırmalarına dayanarak, önsözünde de belirttiği üzere “Topkapı Sarayı’ndan Süleymaniye Kütüphanesi’ne, İtalya-Vatikan-Venedik-Cenova arşivlerinden Roma ve Bologna Üniversitelerine ve İspanya-Madrid-Barcelona ve Salamanca Üniversitesi arşivlerine, Portekiz Lizbon deniz arşivlerine kadar” büyük bir Akdeniz araştırması yapmış. 

  Yedi ilginç bölümden oluşan “Haritacı ve Kâşif” romanında Gülşah Çelikler kendine özgü bir üslupla, temel seviyede İtalyanca ve İspanyolca kelimeleri de kullanarak kültürel örneklerle süslemelere de yer veriyor.

“Haritacı ve Kâşif” adlı romanın kurgusunda, birinci bölüm, Kristof Kolomb ile karşılaşmayı konu alıyor ve şöyle başlıyor: “Kristof Kolomb ile ilk kaerşılaşma (Cadiz Limanı, İspanya, 1492). Kolomb’un,  adı Avrupa’da duyulan Baharat Adaları üzerinden Hindistan’a, Hint Adaları’na olan seferini Patos (Palos de la Frontera) Limanı’ndan yaparak rotasını şaşırması ve Amerika  (Antilyakıyıları) keşfi.” Bu bölümdeki olaylar ve konuşmalar da Lizbon, İstanbul ve Bacelona Limanlarında geçiyor. Romanın ikinci bölümünde ise 1929 ve 1931 arasındaki, 1513  Piri Reis’in Dünya Haritası’nın Topkapı Sarayı Müzesi’nde Alman Profesörler Adolf Deismann ve Paul Kahle tarafından bulunması, 1929’da Atatürk’e çıkarılan haritanın,  1931 yılında Hollanda Leiden’den yapılan 18.Şarkiyatçılar Kongresi’nde tüm dünyaya açıklanmasına ilişkin olaylar anlatılıyor.   Bu kitapta verilen bilgiye göre, 9 Eylül 1931 yılında, Hollanda’nın Leiden Üniversitesi’nde yapılan 18.Şarkiyatçılar Kongresi’nde haritanın keşfi tüm dünyaya açıklanır. 

Tabii ki bu romandaki en ilginç ve özel bölümlerden biri de, üçüncü bölümde yer alıyor. Bu bölümde Piri Reis ve Amcası Kemal Reis’in Ben-i Ahmer Devleti’nden gelen mektup ile oradaki Müslümanları ve İspanya Kral ve Kraliçesi’nin tehcir emrinin ardından, II.Beyazıt’tan yardım isteyen Yahudileri kurtarması. Bir de ilginç bir aşk hikayesi süslüyor bu romanı; İspanyol Yahudilerinden Esther ve Piri Reis arasında, Cadiz-İstanbul yolculuğunda, gemide başlayan naif bir aşk hikayesi.  Bu aşk hikayesi nihayete ermese de Esther, aile yadigarı bir haritayı Piri Reis’e hediye ediyor.  Piri Reis Belgeseli’nin bir ön çalışması niteliğinde olan Haritacı ve Kaşif Kitabının dördüncü ve beşinci bölümlerinde de belgelerden yola çıkarak, Piri Reis’in Gelibolu’ya yerleşerek, 1513  Dünya Haritası’nın bitirmesi ve Mısır’da Yavuz Sultan Selim’e teslim etmesi, Kitab-ı Bahriye’yi Kanunni Sultan Süleyman’a Topkapı Sarayın’nda sunarak taltif etmesi anlatılıyor.

Kitaptaki diğer ilginç bölümlerden biri de altıncı bölüm ve bu bölümde Piri Reis’in Venedik dönemi, oradaki hayatı, korsanlık ve istihbarat faaliyetleri ile dikkat çekmesi üzerine, 1546’da Venedik’te resmi bir ültimatom mektubu ile “istenilmeyen adam” ilan edilerek gönderilmesidir. Bu bölümü ilginç kılan, Piri Reis’in Venedik’teki hayatına ilişkin verilerin aktarılması sırasında romandaki diyaloglarda, daha önce de belirttiğimiz üzere, temel seviyede İtalyanca selamlaşma kelimeleriyle metnin süslenmesi: 

“Ciao Marco! Ciao capitano Turco!”

“ Ciao! Giuseppe, ben de Piri Reis.”

Son olarak yedinci bölümde de 1552’de, son Hint seferi, Hint Donanma Komutanlığı, Hürmüz Kuşatması’nın Portekiz-İran gücüne karşı yüksek dirençle karşılaşılmasının ardından kuşatmayı kaldırması ve Kanuni’nin idam emri ile Piri Reis’in haksız ve hüzünlü sonu dile getiriliyor. Piri Reis Belgesi’nin tanıtımını , Gülşah Çeliker’in  kanalında yer alan https://www.youtube.com/watch?v=0ZScmpXxTHk linkinden, öngösterimini de yine Gülşah Çeliker’in kanalında “'Piri Reis Dünya Haritacısı Belgeseli' ön gösterim / first preview” adıyla yer alan  https://www.youtube.com/watch?v=Db6QGS2oFiM bağlantıdan seyredebilirsiniz.

Ayrıca Türkler sadece denizlerde değil, gökyüzünde de büyük başarılara imza atmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri de Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen’in, Atatürk’ün sayesinde eğitim almış olması ve adını bugün dahi altın harflerle gökyüzüne yazdırmayı başarmış bir kadın olmasıdır.  22 Mart 1913’de Burasa’da dünyaya gelen, Anne ve babasının ölümünün ardından, 1925 yılında Bursa’yı ziyaret eden Atatürk tarafından evlat edinilerek  kendisine “Gökçen” soyadı verilen, 1935'te Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girerek Ankara'da yüksek planörcülük brövelerini alan Sabiha Gökçen ile ilgili belgeseli de Gülşah Çeliker’in youtube kanalından ve https://www.youtube.com/watch?v=FCMtarojd-8 linkinden  seyredebilirsiniz. 

Yazının devamı