Öyküyü Yaratan Kokulardır

Koku mekanizması fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki basamaklı bir yapıda gerçekleşir.

Hatıraları nasıl yaratırız ya da zihnimize kazınmış olan anılar nasıl olur da aradan o kadar zaman geçmesine rağmen ansızın çıkıp bütün bir hikâyeyi bize baştan yaşatır? Belki de bunun nedeni kontrol edemediğimiz koku mekanizması ve onun bağlanmadan yapamadığı öykülerin bir sonucu. 

Koku mekanizması fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki basamaklı bir yapıda gerçekleşir. Koku aslında en savunmasız algı biçimimizdir denilebilir çünkü burun boşluğuna havayla giren koku molekülleri kokunun iyi ya da kötü olduğuna aldırmadan, yani koku algılama konusunda bizim kararımıza bakmadan algılanır. Hatta algılanmakla kalmaz, geçmişte o kokuyla ilgili yaşanılan ya da etkileyici bir olay olurken o kokunun orada bulunması nedeniyle yeniden canlanan tamamen kişiye özgü duygusal çağrışımları da beraberinde getirir. Bunun nedeninin kokuyla ilgili bilgileri taşıyan sinirlerin talamusta süzülmeksizin doğrudan beyindeki nihai varış noktalarından biri olan  amigdala’ya ulaşmasından kaynaklandığı bilinmektedir ve bu durum sadece koku alma duyusu için geçerlidir. 

 

 

 

Yazının devamı