50 Peynirli Şehir Balikesir

Yazar : Berrin Bal ONUR

Peynir üzerinden Misya’ya baktığımız iki yıl boyunca Balıkesir’in kasabalarında, köylerinde, meralarında , bize yeni pencereler açan üretimler, üreticiler, zanaatkarlarla buluştuk.

Türkiye’nin 52 peynirini yerinde tespit ederek yazdığımız PEYNİR AŞKINA   isimli kitabımız henüz yayınlanmıştı.

iki girişimci kadının peynir için Anadolu’yu dolaşıp bir değer olarak  sunması ilgi ile karşılanıyor, Türkiye’nin peynir zenginliğini gündeme taşımaya olanak sağlıyordu. 

Bugünlerde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden bir davet aldık.

Görüşmede dönemin Başkanı Ahmet Edip Uğur

Balıkesir’i Türkiye’nin en büyük mandırası olarak tanımlayarak şehrin peynirlerini anlatan bir kitap hayalleri olduğunu, kitabı bizimle yapmak istediklerini belirtti.  Hızla başlayan çalışmalar ve  Kırsal Hizmetler Dairesi ile yapılan ön saha araştırması ardından 2016 yılının sonbaharında Balıkesir Peynir yolculuklarımız başladı.

Peynir üzerinden Misya’ya baktığımız iki yıl boyunca Balıkesir’in kasabalarında, köylerinde, meralarında , bize yeni pencereler açan üretimler, üreticiler, zanaatkarlarla buluştuk. Bölge özelliklerinin samimiyetle ortaya konulduğu birlik, dirlik afiyet dolu sofralarda oturduk. Geçmişten geleceğe yaptığımız umut dolu yolculuklarda küçük üretici ve sanayinin, geleneksel yöntemlerle teknolojinin bir arada harmanlanarak gelişebileceğini gözlemledik. 20 ilçede 50 yöresel peynirle birlikte, yoğurt, tereyağ, kaymak gibi süt ürünleri, ekmek, bal, zeytin gibi peynire eşlik eden yöresine özgü pek çok ürün tespit ettik. 

Peynir Aşkına kitabımız Türkiye’nin peynir zenginliğini geniş kitlelere anlatmak için bir başlangıçtı, 50 Peynirli Şehir Balıkesir kitabı da bu zenginliğin derinliğini tek şehir üzerinden gösteren özel bir çalışma oldu. 

Bir hayalle başlayan kitap süreci şehrin peynir konusunda markalaşmasına ve peynirlerimizin ülke sınırlarını aşmasına imkan sağladı. Kitap dünyanın en büyük yemek kitapları yarışması Gourmand World Cookbook Award 2019’da peynir ve süt ürünleri kategorisinde dünyanın en iyi kitabı seçildi. 

 

Gourmand Ödülleri 1995 yılından bu yana devam ediyor ve  uluslararası düzeyde en prestijli gıda kültürü etkinlikleri arasında kabul ediliyor. Bu yıl yarışmada yeme içme kültürü ile ilgili 216 ülkeden toplam 2011 finalist yarıştı,  peynir ve süt kategorisinde ülkemizi  temsil eden 50 Peynirli Şehir Balıkesir  aralarında; Almanya, Kanada ve Fransa’nın da bulunduğu 12 finalist arasından birinciliğe ulaştı.  Ödülümüzü UNESCO Gastronomi alanında yaratıcı şehir ünvanına sahip Çin’e bağlı Özerk Yönetim Bölgesi Makao’da  gerçekleştirilen final töreninde teslim aldık.

Yarışmanın hemen ardından kitap gezilerinde keşfettiğimiz bölgenin nadir peynirlerinden “Kepsut Bükdere Küflü Deri Katık” ve “Sındırgı Eğridere İçi Yünlü Tulum” peynirlerinin Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı “Ark of Taste” listesinde yer alması için çalışmalar başlatıldı.  “Ark of Taste” Dünya kültür mirası ürünlerini, küçük ölçekli aile temelli üretim sistemlerini ve yok olma tehlikesi altındaki ürünleri kayıt altına alıp koruyarak geleceğe taşımayı hedefliyor. 

Slow Food’un Türkiye’deki kurucu liderlerinden Nedim Atilla önderliğinde İstanbul konviviumu SF İmalathane üzerinden gerçekleştirdiğimiz başvuru süreci Aralık ayında tamamlanarak bu iki değerli peynirin “Ark of Taste” listesine girişleri onaylandı ve korumaya alındı.

Bundan sonrası için hayallerimiz büyük. Türkiye peynirleri ve yerel lezzetlerinin hakettiği değere sahip olması için farklı projeler ile yolumuza devam edeceğiz. Türkiye peynirlerinin köklü kültürel zenginliğinin ulusal ekonomik bir değere dönüşmesi hayalimizin içinde yer alan pek çok projemizden biri Türkiye’nin peynir rotalarını oluşturmak. Kasım ayında Balıkesir Belediyesi ev sahipliğinde 50 Peynirli Şehir Balıkesir kitabının tanıtımı için gerçekleşen, Güre’de başlayıp Bigadiç’te biten peynir gezisi bu  hayalimizin ilk gezisiydi.  

Yıllardır Neşe-Berrin olarak düştüğümüz peynir yollarına bu sefer kalabalık çıktık... Gömeç Akkızhan Çiftliği’nde zeytinli, dut yapraklı, karanfilli sepet tulum peynirlerini tattık, kirlihanım peynirinin 30 aylık Gömeç usulü ile buluşup, zeytinyağı ve sirke mucizesini sevgili Gizem ve Mehmet Manisalı’dan dinledik. 

Manisalı ailesi iyi tarım yöntemleriyle zeytin ve üzüm yetiştirilen, koyun besiciliği yapılan, sütlerin peynire dönüştürüldüğü, aynı zamanda zeytin konseptli küçük bir oteli olan Akkızhan Çiftliği’nin sahipleri. İsmini bölgenin meşhur otu şevketibostanın diğer adı “akkızlar”dan alan çiftlik tarımsal ve hayvansal aile çiftçiliği üretim modelinin iyi bir temsilcisi. İşletme içindeki 

Öz- Em Mandıra nisan-temmuz ayları arasında kendi koyunlarının günlük sütünü işliyor. Salamura peynir, sepet peyniri ve tulum peyniri için inek sütünü  çevredeki köylerden alıyor, yıllık 4 tona yakın peynir üretiyorlar. 

Peynirleri hakettikleri olgunluğa getirmeden satmayan, çevreye duyarlı, yerel gıda kültürünü koruyan Akkızhan Türkiye’nin önemli bir agro-turizm işletmesi olarak dünyadaki modellerini aratmıyor. 

 

İkinci durağımız Burhaniye Sarıbaş Mandıra’da sütün baştan sona yolculuğuna, nasıl çeşitlendiğine tanık olduk. 

Sarıbaş Mandıra Körfez’in önemli ilçesi Burhaniye’de bölgenin geleneksel peynirlerini teknoloji ile birleştirerek üreten özel bir işletme. Burada, Edremit, Gömeç, Ayvalık, İvrindi, Havran ve Bergama ilçelerinin etkileşimi sayesinde sepet peyniri, salamura tulum ve kelle peynirleri üretiliyor. Çeşit çeşit peynir tadılan mandırada, sakızlı kelle peyniri öne cıkarken, geleneksel peynir ustamız Hüsnü Usta ve gıda mühendisi Burcu Hanım her türlü soruya cevap vererek , topraktan tabağa peynirin aşamalarını paylaştılar. 

 

Tarihi Kentler Birliği üyesi Sındırgı ilçesi ile Balıkesir’in iç bölgelerine uzandık. İlin coğrafi olarak üçüncü büyük ilçesi 74 mahallesi, 35.000 nüfusuyla Sındırgı, kimlikli dokusu, tarihini koruma gayreti, son yıllarda gelişen jeotermal tarım uygulamaları, zengin coğrafyasıyla geleceğe umutla bakan bir ilçe. Hisaralan ve Emendere gibi şifa kaynağı kaplıcaları, kolonyasıyla ünlü Kertil, Cüneyt Çayı Vadisi, Düvertepe Sarı Alan Yaylası, Sinandede yaylaları birer cennet köşe.

Konar-göçerlerin yaylacılık sevdasıyla yıllarca rağbet ettikleri bu güzel sınır ilçe, dağlık ormanlık bölgelerinin bolluğuyla, Simav, Ilıcalı ve Cüneyt çaylarının bereketiyle Balıkesir’in güneydoğusunda doğal cazibesini koruyor ve keşfedilmeyi hak ediyor. 

Kitabın ödül kutlamasına ev sahipliği yapan Sındırgı’da Tarihi Kışla Müze Han’ın bahçesinde üreticiler için hazırlanan standlarda Ark of Taste listesine giren peynirler başta olmak üzere, 20 ilçeden 50 çeşit peynir ve yöresel lezzetler görücüye çıktı. Semaverde demlenen çaylar, Susurluk’un bol köpüklü ayranı yüzlerce konuğa ikram edildi. Üretenlerin bilgilendirmesiyle Manyas’ın kellesinden Ayvalık’ın kirlihanımına, Gönen’in yörük peynirinden, Havran’ın Ala maya peynirine çeşit çeşit peynirler tadıldı.

 

Eti ve sütü ile ünlü Bigadiç’te gerçekleşen akşam yemeğinde bölgenin lezzetli oğlak etine yerel lezzetler eşlik etti.  Bu yerel lezzetlerden biri 100 yıldır geleneği bozmadan üretilen Baş Helva oldu. 

Balıkesir Dursunbey ilçesinde 200 yıldır süren, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan geleneksel Barana Sohbetleri türkü ekibinin gösterisi yemeği bir şenliğe çevirdi. 

Dolu dolu bir güne sığdırılan Balıkesir peynir rotası 2 yıl boyunca gezip keşfettiklerimizin küçük bir bölümünün aktarımıydı. Balıkesir’in agro-turizm potansiyelini ortaya koyan etkili bir başlangıç oldu. İnancımız bu rotaların etkin hale getirilmesinin yereli, kırsalı, ürünü, üreticiyi güçlendiren kalkınma araçlarına imkan tanıyacağı.

 

Biliyoruz ki Türkiye’nin her noktası keşfedilmeyi bekleyen yerel ürünlerle dolu. Balıkesir özgün kaynaklara  dayalı bilimsel temelli  bu kitap çalışmasıyla pek çok yerel özelliğini, yok olmaya yüz tutan geleneksel değerlerini, en önemlisi 50 peynirini kayıt altına aldı. Bu nedenle rahatlıkla Türkiye’nin en çok peynir çeşidine sahip şehri Balıkesir’dir diyebiliyoruz. 

Kitabın yerel peynirlerimizin ulusal ve uluslarası ekonomik potansiyelini geliştirerek değer zinciri yaratacak  öncü çalışmalara ilham olacağı inancıyla yola çıkmıştık. Şimdi de Balıkesir’in iki önemli değeri zeytin ve ekmek için yeni yolculuklarımız başlıyor. Peynirden sonra bir kültür serisi olarak devam edecek Zeytin ve Ekmek ile ilgili çalışmalar Balıkesir’i gastronomi rotalarında yepyeni açılımlara götürecek. 

 

Yolun açık olsun 50 Peynirli Şehir ; Balıkesir ….