Üretici Pazarlarında Yaşam

Konu : Yaşam

Yazının başlığını hak edecek denli zengin bir renk cangılının ortasında, yaşamın sonbahar renklerini deneyimliyorum bir süredir.

Yazının başlığını hak edecek denli zengin bir renk cangılının ortasında, yaşamın sonbahar renklerini deneyimliyorum bir süredir. Güneyde Fethiye merkezli yaşamanın turizm bulamacına gark olmamış hali üretici pazarının da coşkusuyla muhteşemdi. Anlatılmayı fazlasıyla hak ediyor. Ekim ayı hasat mevsiminin doluluğuyla beni öyle bir canlandırdı ki, yazın tüm tembelliği bir hırka gibi sıyrıldı üzerimden. Bunda üretici pazarlarının rolü büyük... 

Üretici pazarı diye tanımlanan aracısız alışverişin gündelik yaşamlarımızdaki yeri ve önemi üzerine bilimsel çalışmalar var mı diye araştırdığımda gördüm ki evet, akademik çalışmalar başta olmak üzere, dünya üzerinde pek çok gazeteci, blog yazarı, araştırmacı ve ekonomist bu alanda epeyce bir doküman oluşturmuş. 

Yüzdelerle uzun uzadıya matematiksel açıklamalara girecek değilim. Eğlence yanı olmayan yazıların bana göre olmadığını biliyorsunuz artık!  

Hangi kente gitmeye niyetlensem önce oranın pazarları ve ören yerlerini araştırmadan yola çıkmam. Alışılmadık köşe bucaklar ve gıdaya dair keşifler beni heyecanlandıran seyahat biçimi olup, tuhaf bir dürtüye parmak basarlar içimde. 

İnsana dair pek çok ayrıntının düşünüldüğü bir pazar yeri düşleseniz nasıl olmasını isterdiniz?  

Öncelikle yağmur ve güneşten koruyan gölgelikleri, el yüz yıkamaya elverişli çeşmeleri, tuvaletleri olan. Sonra en önemlisi oturma yerleri, çay kahve ve serin bir şeyler içip, anında pişirilen sıcak yerel lezzetler tadabileceğiniz dinlenme yerlerinin olduğu bir pazar yeri kulağınıza hoş gelmiyor mu? Bir de tezgâh aralarında rahat yürüyerek alışveriş yapma rahatlığı var ki çok önemli. Çocuk arabası ve pazar arabası sürenler, tekerlekli sandalyeliler ve bastonlu yaşlılar için de büyük özgürlük. 

Çokbilmiş simsar satıcıların ahkâm kesmediği, önüne koyduğu kendi üretimi gıdanın adıyla sanıyla, yetiştirme öyküsüyle sorularınıza düzgün cevaplar veren üreticilerin bulunduğu pazar yeri hayal etmek hiç de imkânsız değil aslında. 

Fethiye Üretici ve Köylü Pazarı’nı anlatmak için sabırsızlanıyorum…  

Niye Fethiye, anne memleketi olduğundan üst üste defalarca ziyaret edip saatlerce soluklandığım için. Sabah gözümü açıp kahvaltı etmeden doğruca pazara yollanınca yaşanacak öyle keyifli anlar oluyor ki… Tabi, pazar dönüşü ayağım geri geri gidiyor, ay şunu da alacaktım şunda da gözüm kaldı faslıyla ofuldayıp pufuldarken eşim beni çocuk gibi teskin etme gereği duyuyor “zaten aldıklarını bile bitiremeyiz bak taşıyamıyoruz, hadi birazını da sonraki pazardan alırsın”. Peki demekten başka yol yok, zira benim yorulup bitap düştüğüm an pazarın çıkışındaki son nokta! 

Fethiye yöresinin kendine özgü sebze meyveleri arasında upuzun metrelik taze fasulyesi ile geniş kızartmalık fasulyesi, ince uzun köylü patlıcanları, beyaz patlıcanları, geyik elması, minik siyah incirleri, mısır incirleri, acur ve keçiboynuzları, boynuz unları, kepekli yufka ekmekleri, bazlamaları diye uzayan bir çeşitlilikleri var. Pazarın renklerini anlatamayacağımı bildiğimden bolca fotoğraf çekmeyi tercih ettim. Zaten, Fethiye pazaryerinin konumu serince akan ‘kara dere’ kenarında. Suyun sesi ve enerjisi tüm pazara yayılıyor. Yorulduğunuz an derenin sesine kulak verip dinlenmek pek güzel oluyor. 

Oturma yerleri sayesinde hem oturup dinleniyorsunuz hem de renk cümbüşü meyve sebzeleri gözünüzle seviyorsunuz!   

Yerel lezzet olarak çökeleğe benzeyen keçi tulum peynirleri tamamen yöreye özgü… Bu peynir ve karışık malzemelerle çeşitli hamur işi yiyecekler yapan yerel üreticileri pazarın muhteşem kadınları olarak beni mest ettiler. Mısır unlu, baharatlı, otlu ve taze soğanlı incecik çok değişik bir çörekleri var, gözünüzün önünde hemen sıcacık pişiriyorlar. Yine yuvarlak bazlamaları var ki, anında ikiye bölüp içine eriyen peynir koyup kendi kurdukları rengârenk ev turşularıyla sunum yapıyorlar. Gözlemeleri saymıyorum, gözlemenin envai çeşidi isteğinize bağlı hemen sıcacık... 

Daha da ötesi, her masada birkaç çeşit turşu kavanozu mevcut, kavanozun üzerinde de bir maşa var ki herkes istediği turşudan istediği kadar alabilsin! Sipariş verdiğiniz gözleme ya da çöreklerin yanında ücretsiz sunulan bu turşu uygulamasından söz etmesem olmazdı, ben bayıldım.  

Cuma günü kurulan üretici pazarı ile Salı günleri kurulan Fethiye merkez pazarının simgesi olan bu yerel lezzetler bölümünü ziyaret edip karnınızı doyurmadan ayrılmanız pek mümkün olmuyor, o yüzden pazara aç gitmekte fayda var.  

Üretici deyince sadece köylü ve çiftçiler gelmesin aklımıza, şehirli üreticilerin sağlıklı beslenme arayışlarından doğan ekşi maya artisan ekmekler, incir, elma, zencefil, lavanta ve karanfil pestilleri, tentürler, şekersiz reçeller ve turşuların bin bir çeşidi de pazarda yer alıyor. 

Biber ve domates salçaları, pekmez, bal, değişik meyve sirkeleri, tarhana, meyve sosları (ekşileri) ve erişte gibi her bölgede olan klasik ürünlerin bin bir çeşidine bolca rastlıyorsunuz pazarda. Lâf aramızda bölgeye ait sebze tohumlarını küçücük çıkınların içinde satan yaşlı teyze hanımları görmeniz de çok normal. Yeni tohum yasası icraatçıları bunu görmesin duymasın, aman! 

Üretici pazarlarının çoğu böyle artık... Bazılarında dolmalar börekler, ev tatlıları ile yemeye hazır pişmiş gıdalar da yoğunlukta. Alıştığımız hal pazarcısının çığırtkan ve tüccar bilmişliğine mahkûm olmamak için üretici pazarlarının naifliğine saygı duyup onları yüceltip desteklemek, gıdayı satın alan bizlerin de yararına bir davranış. Hakkıyla üretim yapanları desteklemek için bizim de belirli bir gayreti göstermemiz gerekiyor. Alışveriş yaptığımız üreticiyle sohbet edip ürünlerini onurlandırdığımız sürece bizler de onurlu yaşamlar yaşayabileceğiz. Görünen bu artık…